|
|
|
|
|
|
|
|
|
'Cep telefonunu, üç kere çalmadan açmak zorunda'
* Evlilik iki farklı insanı bir araya getiriyor. Sizin de birbirinize çok ters gelen, alışamadığınız yönleriniz oldu mu? E.A.: Olmaz mı, tabii oldu. Ama bu soru doğru çifte sorulmuyor bence çünkü biz çok küçük yaşta beraber olup, küçük yaşta evlenip beraber büyüdüğümüz için zaten karakterlerimiz birlikte oluştu. G.A.: Yine de ben bu soruya örnek vereyim; mesela Ender'in çaresizliklerdeki, problem çözmedeki becerisi çok etkileyicidir. Kendisi benim için 'Evi, her türlü organizasyonu ona bıraktım' diyor ya, ben de hayatın getirdiklerini ona bıraktım. Biliyorum ki o en doğru kararı verir. Tuttuğu işi koparması, dürüst olması, ailesine sahip çıkması da beni çok etkiler. Adamın sevmediğiniz yönü yok mu, derseniz var. E.A.:
Ne var mesela? G.A.: Ender akşam üstü eve gelir ve uyumak ister, çok hızlı yemek yer (gülüşmeler). Sen benim nelerimden şikâyetçisin Ender? E.A.: Yok bir şey. G.A.: Ben biliyorum, çok zaman ayırmamamdan şikâyet eder.
* Gülşah Hanım'ı arkadaşlarından mı kıskanıyorsunuz yani? E.A.: Hayır, o da aslında benim sevgime ve aşkıma dayanan bir şey, ben paylaşmak istemiyorum. Mesela Gülşah benim yanımdayken arkadaşlarıyla cep telefonuyla konuşsa sinir olurum, çünkü o an benimle birlikte.
* Kıskançlık hiç sorun oldu mu hayatınızda? G.A.: Oldu tabii.
* Kim daha kıskançtır? E.A.: Gülşah. Gülşah kıskandıracak bir şey yapmadı çünkü bugüne kadar...
* Niye, siz yaptınız mı? E.A.: Ben yaptım değil ama turizm sektöründe ve futbol federasyonu üyesi olduğum için daha çok dışarıda olmam gerekebiliyor. Ama mesela benim telefonumum şarjının bitme lüksü yoktur. Onun için ben mutlaka çift telefon, yedek pillerle gezerim. Ve mutlaka telefon en fazla üçüncü çalışında açılmak zorundadır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|