| |
Mehdi ve Mesih
Yeni yılın ilk kamuoyu araştırmasına göre 10 Amerikalı'dan 7'si 2007'de doğal felaket, 6'sı da nükleer veya biyolojik savaş bekliyor. Yine 10 Amerikalı'dan 4'ü İran krizinin bu yıl savaşa dönüşeceğine inanıyor. "Felaket tellallığı" anlamına gelen bu karamsar beklentilerden biri bile, dünyanın kaosa sürüklenmesine ya da Başkan Bush'un da paylaştığı söylenen Evanjelist Hıristiyanlar'ın inancına göre, İsa Mesih'in yeryüzüne dönmesi için gerekli koşulları yaratmaya yetecek. Zaten her 10 Amerikalı'dan 4'ünün 2007'de İsa Mesih'in dirileceğine inanması da bize dehşetle, akıl ve bilimin önünü açan aydınlanma ilkelerinin yerini yeniden karanlık yüzyılların yobazlığının almakta olduğunu gösteriyor. İranlılar'ın ne kadarının Mehdi'nin bu yıl dönmesini beklediklerine ilişkin veriye sahip değiliz ama Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad'ın bu görüşte olduğunu biliyoruz. Mehdi'nin ortaya çıkacağına inandığı Kum'daki Camkeran Camii'nin büyük dönüşe hazırlanması için 20 milyon dolar ayıran Ahmedinecad geçen ay Kermanşah'ta bir kehanette bulundu: "İsa Mesih ve Mehdi 2007'de birlikte dönebilirler!" Şiiler en az 600 yıldır bu olasılığı kabul ediyor ve ikisi için iki beyaz atın hazır olduğunu söylüyor. Havari Jean'ın İncil'ine göre İsa Mesih, Kenan ilindeki Megiddo'da (Armageddon) İyiler ve Kötüler arasındaki son savaştan (Deccal Savaşı) sonra dirilecek. Şiiler'e göre Mehdi zamanın sonunda dünyayı kafirlerden temizlemek için gelecek ve kan gölü dizlerine ulaşmadıkça kılıcını kınına sokmayacak.
Sykes-Picot'un dönüşü mü? ABD ile İran'daki rejimin uzantısı olan Irak'taki Şii ağırlıklı yönetimin Saddam'ın idamı için hazırladıkları senaryoya bakınca, insanın İsa Mesih ve Mehdi yanlıları arasında felaket ortaklığı yapıldığına inanası geliyor. Saddam, İsa'nın doğum yıldönümünden bir gün önce ve Sünni İslam dünyasının en kutsal bayramının başlamasına sadece saatler kala idam sehpasına çıkarıldı. Ve bir şafak vakti asıldı. Hazreti Ali'nin bir şafak vakti şehit edilmesi gibi. Sadece Şiiler'den oluşan cellatlar ve tanıklar infaz boyunca Mukteda El-Sadr'ın adını haykırdılar. Milislerine "Mehdi'nin Ordusu" adını veren dini liderin! İslam dünyasında bin yıllık kin ve düşmanlığı hortlatmak için daha iyi bir plan yapılamazdı. Bayram sessizliğinden yeni yeni çıkmaya başlayan Arap basınındaki ilk yorumları okuyunca ürpermemek mümkün değil: * "Araplar'ın ve Müslümanlar'ın sonsuza kadar en büyük düşmanlarının Şiiler olduğu bir kez daha ortaya çıktı." * "Saddam'ın şehadetinden sonra 'Şiiler'i acımadan öldürün' çağrısı yapan Baas Partisi'ne ve Bağdat'ın Şiiler'den temizlenmesini isteyen Sünni İslam Ordusu'na hak vermemek mümkün mü?" Cezayir, Fas, Tunus basınındaki öfke selinden yalnızca iki alıntı bu. Bize göre ise sinsi bir plan uygulamaya konuyor: Bu nifak tohumlarıyla Arap coğrafyasını parçalamak, Batı'nın himayesinde, sözde bağımsız devletler veya federasyonlar oluşturmak. Fransa'nın Suriye ve Lübnan'da yeniden söz sahibi olmaya başlaması, İngilizler'in Irak'ın güneyini, Amerikalılar'ın ise geri kalan bölgeleri denetlemesi sadece ilk işaretler. Bu şablon yabancı değil: 1916 Mart'ında İngiltere ve Fransa arasındaki gizli Sykes-Picot planının versiyonu. Sevr Anlaşması'na ebelik edecek o plan İngiliz General Edmund Allenby'ye Şam yolunu açan savaştan sonra uygulanabilir hale gelmişti. Allenby o savaşı nerede kazanmıştı dersiniz? Megiddo ovasında, yani Armageddon'da!
|