|
|
Artık yeter
Kimin asılıp kimin yaşayacağına siz karar verdiniz. Küçük çocukları bile yaşını büyütüp astınız. Eli kanlı katillere özgürlük ve yeni kimlik verip yeni suçlar işlettiniz. Kızların üniversiteye giderken ne giyip ne giyemeyeceği de sizin onayınızdan geçti. Çocukların ismine de müdahale ettiniz sokakta konuşulan dile de... Seçim hakkımıza kan doğradınız. Partiler ya çok solcuydu ya da sağcı. Sayenizde yaşamımızın büyük bölümü büyük bir açık hapishanede geçti. Koca ülkeyi hapishaneye çevirdiniz. Bölücülük diyerek insanları böldünüz. Böylece daha kolay yönettiniz. Ama artık yeter. Korkularla germeyin bu ülkeyi. Ölümü görüp sıtmaya razı olmaktan bıktı bu insanlar. Yine devredesiniz. Ekranlardan, gazete köşelerinden başınızı uzatıp yılışık bir biçimde evlerimize giriyorsunuz. Yine yüreklere korku salmak istiyorsunuz. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir deyip Yüce Meclis'e övgü yağdırıp arkasından Meclis'e kendi kafanızca yetki alanı çiziyorsunuz. Başbakanı seçer ama cumhurbaşkanını seçemez diyorsunuz. Halktan oy ve güç almadan görev yapan gizli bir meclisin ömür boyu kaydıyla seçilmiş kontenjan senatörleri gibisiniz. Bitmeyen bir darbenin sözcüsünüz. Ama artık yeter. Bırakın millet egemenliğini kullansın. Eski senaryolara, o senaryolarla sahneye konulan oyunlardan bıktık usandık. Size inanmıyoruz, sizi dinlemiyoruz. Evimizden, odamızdan, hayatımızdan çıkın. Şairin dediği gibi, yaşamak istiyoruz. 'Yaşamak, bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine...' Gölge etmeyin yeter.
|