|
|
Japon usulü biber dolma
Bir grup Japon, bir Türk mutfağına girip öğretmen eşliğinde biber dolması yapmaya kalkarsa ne olur? Tabii ki dolmaların bol bol fotoğrafları çekilip Japonya'ya doğru yola koyulunur...
Mutfakta Japon var
Japon bir grubun Türk mutfağını ele geçirme çalışmaları yaptığını duyunca düşüyoruz yollara (İstanbul'da artık bakkala ekmek almak için bile çıksanız trafik yüzünden kendinizi, deve sırtında çöl geçiyorsunuz gibi hissediyorsunuz). Hedefimiz Sarayburnu sahilindeki meşhur Sur Balık Restoran. Olayın geçtiği yer, gurmelerin üstadı Deniz Erbil'in de onay verdiği bir balık restoranı olunca ilk aklımıza gelen; lüferin tadını keşfetmiş Japonların, pilav içi çiğ balık sevdalarına güzelim lüferi alet edebilecekleri oldu. Beraber habere gittiğimiz şoför arkadaş olayın vehametini duyunca bastı gaza "Ne olur ne olmaz, lüfer hâlâ ucuzken seni olay mahaline bırakıp Yenikapı Hali'nden birkaç kilo alayım da yesin evdekiler," diye. Restorana giriyoruz 10 Japon; ince uzun restoran mutfağında, Ramazan ayında fırın önünde pide bekleyenlerin telaşında, kıpır kıpır ama bir o kadar sakin, kendilerine ders vermekte olan ustayı dinliyorlar. Dar mutfakta, fazla da itişip kakışmadan, yarı Japon yarı Türk stili eğile kalka hepsini selamlayıp aşçının yanına varıyoruz. Aşçı, yüzüne patlayan flaşlardan akça pakça olmuş, 'Bir sen eksiktin,' gibilerinden yüzümüze bakıyor. Ortalıkta daha lüfer yok. Japonya'daki bir aşçılık okulundan Türk mutfağını tanımak için gelmiş öğrenciler, belirli periyotlarla Sur Balık Restoran'da çeşitli Türk yemeklerini hem hazırlayıp hem de tadıyorlar. Her yaştan öğrenci var. Daha sonradan hocaları olduğunu öğrendiğimiz ama bizim ustanın karşısında öğrenciliğinden hiçbir şey kaybetmeyen bir hanımın, her şeyi ilk önce kendisinin yaptığını izliyoruz. Mönüde balık kokoreçten, uskumru dolmasına kadar çok şey var ama balık konusunda muhafazakar Japonlar nereden öğrenmişlerse etli biber dolmasını öğrenmişler, onu yapmak istiyorlar.
FOTOĞRAFLIK DOLMALAR Her yanımız içleri boşaltılmış dolmalık biber, tuz, karabiber, pembeleşmiş soğan ve ameliyat eldiveni dolu. Teoride biber dolması yapmayı biz gelmeden öğrenmiş olan Japon öğrenciler tam pratiğe geçmek üzereyken gelmişiz. Bizim de gelmemizle başlıyor bir telaş; eldivenler takılıyor, kameralar elden bırakılmadan son bir kare biberlerin fotoğrafları çekiliyor. Bir telaş Japon öğrenciler biberleri daha önceden hazırladıkları dolma içiyle doldurmaya başlıyorlar. Biberin içini her dolduran hocaya gösteriyor, takdiri alan bir biberi daha doldurup son dolması ile fotoğrafını çektiriyor ve sırasını arkadaşına veriyor. Biz de kamufle olmak için, elimizde fotoğraf makinemizle giriyoruz bu neşeli sıraya. İşini bitiren buraya kadar yaşadıklarını ve tecrübelerini elindeki küçük deftere yazıp ocağın yanında tencerenin gelmesini bekliyor. Bu arada yemeğin salçalı sosu hazırlanırken sos ve kepçe ile fotoğraf çekiliyor, hatta rüzgara kapılıp biz bile fotoğraf çektiriyoruz. Artık elimizde kepçe ile fotoğrafımız da var.
JAPONCA KARTVİZİT Ayrılırken lüferden suşi yapmayacaklarına dair şifahen söz aldık. Sözlerini tutacaklarına emin olup ayrılıyoruz. Giderken Japon öğrenciler kartvizitlerini verdiler, çektiğimiz fotoğraflardan gönderirsek çok mutlu olacaklarmış. 'Onların çekmediği ne çekmiş olabiliriz?' diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz. Bir de kartvizitler Japonca olmasaydı gerçekten gönderecektik.
ENİS UMULER
|