|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
SMS: MOV yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder |
| |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
İstanbul'un havası "tehlike" saçıyor!
Çok değil, bir yıl önce İstanbul sokaklarını süsleyen hoş bir slogan vardı: "Fark ettiniz mi? Gökyüzü hiç bu kadar mavi olmamıştı. " Amaç İstanbul'un havasının nasıl değiştiğini anlatmaktı. Ayrıca geçmiş yönetimleri de eleştiren bu sloganla, İstanbul'da doğalgazla yakalanan başarıya dikkat çekiliyordu. Yalan da değildi. İstanbul'da doğalgaz aboneliği son yıllarda başarıyla yürütülmüş ve beklenenin üzerinde bir noktaya gelinmişti. Ancak şimdi garip bir durum var. İstanbul'da son dönemlerde ciddi bir hava kirliliği herkesin dikkatini çekiyor. Yani artık gökyüzü eskisi kadar "mavi" değil. Peki neden? Bu konuda en çarpıcı iddia "kömür"le ilgili. Denilen şu; İstanbul'da hükümetin kaymakamlıklar aracılığıyla dağıttığı kömürde ciddi bir artış var ve bedava olduğu için de "kalitesiz." Ayrıca bedava kömür alma olanağı, doğalgaz aboneliğinden kaçış gibi ciddi bir soruna da neden olmuş. Gerçekten de rakamlar bir hayli ilginç. İstanbul'un Kadıköy gibi en gelişmiş bölgesinde bile kaymakamlık 5 bin ton kömür dağıtıyor. Nüfusu 300 bin olan Sultanbeyli'de bu rakam 12 bin ton. Gaziosmanpaşa'da 6 bin aileye yaklaşık 3 bin ton kömür veriliyor. Sadece 32 ilçe ve 41 belde dikkate alınırsa rakamın bir hayli yükseleceği kesin. İstanbul'da son dönemlerde hissedilecek kadar artan hava kirliliğinin bir nedeni bu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Daire Başkanı İbrahim Demir şöyle diyor: "Biz 10 yıldır İstanbul'un 10 ayrı noktasında sürekli ölçüm yapıyoruz. Sonuçlar AB standartlarına çok yakın. Bazen çok küçük artışlar oluyor. Bu da meteorolojik olaylarla, kömür ve araba egzozu ile ilgilidir. Kömürün etkisi yüzde 10 civarında olabilir." İstanbul İl Çevre Müdürü Mehmet Emin Birpınar ise kirliliğin nedenini şöyle açıklıyor: "Hava akımı açısından sıkıntı var. Bu nedenle hava yukarı gitmiyor, şehrin üzerinde kalıyor. Bu tehlikeli bir durum. Bir ara Londra'da biliyorsunuz, 3 bin 500 kişi ölmüştü. Şu sıralarda böyle bir kirlilik söz konusu." Kirliliğin önemli nedeni olarak hava akımını gösteren Birpınar, araba egzozları ve kömürle ilgili de şunları söylüyor: "Hep söylüyoruz İstanbul'da 2.5 milyon araç var. Egzoz emisyon pulu alan sadece 500 bin. Kimsenin umursadığı yok. Adam arabasını götürmeden pul alabiliyor. Bunun için denetim gerekiyor. Bunu yapmak suç ama kim yakalayacak. Bizim öyle bir yetkimiz yok. Trafik polisinin yapması gerekiyor. Kalitesiz kömürün İstanbul'a girmesi yasak. Ama giriyorsa önlenmesi lazım." Göründüğü kadarıyla İstanbul'da ciddi bir kirlilik tehlikesi olduğu kesin. Bu konuda sokakta konuşulan, siyasilerin "bedava kömür" dağıtımının önemli etkisi olduğu. Çünkü, hangi kaynaklardan geldiği belli olmayan bedava kömürün "kalitesiz" olduğu iddia ediliyor. Bir an önce bu konuda gerekli önlemlerin alınması gerekiyor.
Tek-çift plaka uygulaması Aynı titizliğin araba egzozunun yarattığı kirliliği önleme konusunda da gösterilmesinde yarar var. Uzmanlar araç konusunda iki acil önlemin bir an önce alınması gerektiğini söylüyor. İlki, araçların "Egzoz Emisyon Pulu" almaları için sıkı bir denetim yapılmalı... İkinci olarak da, trafiğe çıkacak araç sayısı azaltılmalı. Hava kirliliğini önlemek açısından yapılması istenen ikinci öneri, aslında trafik açısından da yararlı bir sonuca yol açabilir. Örneğin İstanbul'da tekçift plaka uygulanırsa hem hava kirliliği önlenir, hem de kangrene dönüşen trafik sorunu yarı yarıya iner. Prof. Dr. Fikret Toksöz, Atina'da başlayan bu uygulamanın bir an önce İstanbul'da da başlaması gerektiğini belirtiyor ve şöyle diyor: "İstanbul'da bu uygulamayla trafikteki araç sayısının normalde yarıya inmesi gerekir. Ancak bu mümkün değil. Kuralların hayata geçirilmesi bizden biraz zaman alır. Ama en azından 500 bin araç trafikten çekilirse bu bile önemli bir rakam değil mi? Toplu taşıma yetersiz diye de bundan korkmamak lazım. Vatandaş buna da çözüm bulur. Birkaç komşu bir araya gelerek tek araba kullanır; hem kendisi kazanır hem de İstanbul."
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|