|
|
|
Hukuki ve krimonolojik açıdan çocuk pornografisi
Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Ergen ve Çocuk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bengi Semerci, çocuklara tecavüz, çocuk pornografisi, çocuklarla cinsel ilişki gibi suçları işleyenlerin sadece yüzde 30'unun pedofili hastası olduğunu belirterek, ''Büyük çoğunluğu bu işi ticari amaçlı yapıyor'' dedi.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku ve Krimonoloji Araştırma ve Uygulama Merkezince düzenlenen ''Hukuki ve krimonolojik açıdan çocuk pornografisi'' konulu panelde konuşan Semerci, ne 17 aylık çocuğa tecavüzün, ne de bebek pornografisinin yeni bir olay olduğuna işaret etti.
Semerci,
teşhircilik, fetişizm, hayvanlarla cinsel ilişki, ölülerle cinsel ilişki gibi normal olmayan davranışların parafili olarak değerlendirildiğini, çocuklara cinsel istek duyma, eyleme geçme anlamına gelen pedofilinin de bu boyutta incelendiğini anlattı.
Bu kişilerin çoğunun bunları fantezilerinde yaşattıklarına, eyleme dönüştüğü anda da suça girdiğine işaret eden Semerci, şunları kaydetti: ''Çocuk pornografisi, çocuklara tecavüz, çocuklarla cinsel ilişki, bunların hepsini içine koyduğumuzda cinsel suçları yapanların sadece yüzde 30'unun pedofili hastası olduğu tespit edilmiştir. Demek ki biz, bütün çocuklarla cinsel ilişki kuranları pedofilik, yani hasta diye gruplandıramayız. Yüzde 70'i pedofili hastası değil. Kişilik bozuklukları var. Meraktan yapanlar var. Bir kez denemek için yapanlar var. Büyük çoğunluğu bu işi ticari amaçlı yapıyor. Para kazanmak ve ticari amaçlı yapanları hasta olarak değerlendirmek bir anlamda onlara paye vermektir. Onun için doğru değil.''
Semerci, pedofili hastalarının belli bir psikolojik durum veya hikayeleri olmadığını, ancak bu kişilerin zeka düzeylerinin normalden biraz daha düşük olabildiğini ve baskıcı annelerin çocuklarında veya normal ilişkide kendini güçsüz hisseden insanlarda görüldüğünü anlatarak, pedofilinin bir çeşit ruhsal bozukluk olduğunu kaydetti.
Tedavinin, pedofili hastalarını hapsetme, çocukların oldukları yerlerden uzak tutma veya bir çeşit hadım etme yani hormonal ilaçlar verilerek cinsel isteklerinin azaltılması şeklinde sağlanabileceğini belirten Semerci, ayrıca o kişideki cinsel isteğin çocuk objesinden alınıp, normal tarafa yönlendirilmesine çalışılması gerektiğini söyledi.
Semerci, bu tür görüntülere internetten rahatlıkla ulaşılabildiğini, bunun da çocuklar açısından risk olduğunu vurgulayarak, çocukların sık gördükleri bir şeyi normal olarak algılayabileceklerine dikkati çekti.
Anne-babaları uyaran Semerci, ''Evinizde çocuğunuzun hangi siteye girdiğini, neler yaptığını çok iyi kontrol edin. Erişkin yaşa girmeden, cinsel bilgiler edinmeden normal olmayan görüntüleri izlemesi belki onu ruh hastası yapmaz, ama sorunlu hale getirir'' dedi.
Çocuk pornografisindeki görüntülerde yer alan çocukların hepsinin ifadelerinin gülümser halde olduğuna dikkati çeken Semerci, bu durumun da izleyen tarafa yaptığının kötü olmadığı, çocuğun bu durumundan mutlu olduğu izlenimini verdiğini anlattı.
Semerci, çocuk pornografisi izleyicilerinin koleksiyoner gibi bütün görüntüleri biriktirdiklerini, özel gruplar oluşturduklarını ve birbirleriyle görüntü değiştirdiklerini kaydetti.
Bu işin özgürlük olduğunu savunanlar olduğunu, hatta Hollanda'da pedofilinin serbest bırakılması için parti kurulduğunu dile getiren Semerci, ''Çocuk pornografisinin özgürlük olduğunu, bunun çocuğun isteği ve iradesiyle olduğunu kimse iddia edemez. Bunu savunan kim olursa olsun ruh sağlığını kontrol ettirmesi lazım'' diye konuştu.
''AYDINLATILMASI EN KOLAY SUÇ BİLİŞİM SUÇUDUR''
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü İnternet-Bilişim Suçları Büro Amiri Başkomiser Dinçer Ay da Türkiye'de çocuk pornografisinde artış yaşanmadığını ve endişe edecek bir durum olmadığını söyledi.
Çocuk pornografisi konusunda Türkiye olarak Avrupa ülkeleri ve ABD ile 10'un üzerinde toplu operasyon gerçekleştirdiklerini anlatan Ay, bu operasyonlar sonucu Türkiye'de internetten çocuk pornografisi indirenlerle ilgili 150'nin üzerinde işlem yapıldığını kaydetti.
Almanya ile ortak yapılan bir çalışma sonucunda çocuk pornografisi görüntüleri indiren 3 bin 500 IP numarası tespit edildiğini dile getiren Ay, bunlardan sadece 10'unun Türk çıktığını bildirdi.
Ay, çocuk pornografisiyle ilgili görüntülere insanları yönlendirmek için çok çeşitli yanıltmalar yapıldığını dile getirerek, şöyle devam etti: ''İnternette en çok ne aranıyor; Atatürk, sınav sonuçları, Hülya Avşar vb... Bu siteler yazılım bankasına bu isimleri koyarlar. Arama motoru Google'a bunlardan birini yazdığınızda karşınıza birden bire çocuk pornografisi sitelerinden biri çıkar. Sınav sonucuna bakmak isterken bilgisayarınızda çocuk pornografisi içerikli görüntüler belirebilir.''
Bugüne kadar çocuk pornografisiyle ilgili 200 binin üzerinde fotoğraf ve video topladıklarını, bunların arasında bir tek Türk çocuğun dahi görüntüsünün bulunmadığını ifade eden Ay, ''Bir öğretmenin dosyasında bir çocuk resmi vardı, dansöz kıyafeti giydirilmiş. Onda da çocuğun istismar edildiğine dair bir konu yok. Araştırması devam ediyor'' dedi.
Ay, görüntülerin çoğunun Uzak Doğu ülkelerinde çekildiğini dile getirerek, bu tür yayınların da genelde ABD, Almanya, Tayland ve Bulgaristan üzerinden yapıldığını kaydetti.
Başkomiser Ay, yüz kızartıcı bir suç olan çocuk pornografisinin takibinin ve suçlunun yakalanmasının çok hassas bir konu olduğunu vurgulayarak, ''Aydınlatılması en kolay suç bilişim suçudur. Ne kadar değişik yöntemler kullanılırsa kullanılsın mutlaka bir iz bırakılır. Bilişim suçlarını aydınlatma oranı yüzde 99'dur'' dedi.
''TCK'DAKİ KARŞILIĞI YETERLİ''
Çocuk pornografisi suçunun TCK'daki karşılığının yeterli olduğunu ifade eden Ay, cezasının 2.5 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 5 bin YTL olduğunu hatırlattı. Ay, bu suçla ilgili gözaltına alınan veya hakkında işlem yapılan 60 kişi üzerindeki tespitlere göre, çocuk pornografisi suçunu işleyenlerin; maddi durumları iyi, genelde üniversite mezunu, çevrelerinde ''melek gibi adam'' olarak nitelendirilen, yaşlılara yardım eden, poşetlerini taşıyan, genelde 35 yaş ve üzeri, hiç evlenmemiş kişiler olduğunu anlattı.
Çocuk pornografisi izleyen veya indirenlerin önce yetişkin pornografisi izlediklerini, daha sonra yetinmeyerek hayvan veya çizgi temalı pornografik içerikli sitelere girdiklerini, son olarak da çocuk pornografisine merak saldıklarını ifade eden Ay, bunun bir çeşit bağımlılık olduğunu ve bağımlı hale gelenlerin işlerini batırabildiklerini veya kaybedebildiklerini söyledi. Ay, bağımlı hale gelen bir insanın tüm görüntü ve resimleri indirdiğini, bulamadıklarını gruptakilerle değiş tokuş yaptığını, bunlar da tükendiğinde kimsede olmayan resimlere sahip olabilmek için kendisinin çekmeye başladığını anlattı.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Selami Mahmutoğlu da Türkiye'de internet yoluyla işlenen suçlarla hukuksal zeminde mücadele edecek seviyeye gelinemediğini söyledi.
Mahmutoğlu, internet yoluyla işlenen suçlarda erişim ve servis sağlayıcıların cezai sorumluluğu bulunduğuna işaret ederek, Almanya hukukunda da olduğu gibi bu konuda Türkiye'de bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu vurguladı.
(AA)
|