Birleşik Metal-İş tarafından yapılan araştırmada, Türkiye'nin, son 28 yılda yaklaşık 3 kat büyüdüğü, reel asgari ücretin ise büyümeye paralel yükselmediği belirtildi.
DİSK'e bağlı Birleşik Metal-İş Araştırma Dairesinin, Türkiye İstatistik Kurumu ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine dayanarak endeksleme yöntemi ile yaptığı araştırmada, asgari ücretin gerçek değerinin 1978 yılındaki düzeyde olduğu ifade edildi.
Araştırmada, 1978 yılı temel alındığında, asgari ücretin, uzun yıllar boyunca yüksek ekonomik büyümeye rağmen gerilediği, asgari ücrette yapılan artışların ise kalıcı olmadığı dile getirildi.
12
Eylül askeri müdahalesinin yapıldığı 1980 yılının asgari ücret açısından yıkım dönemi olduğu savunulan araştırmada, 1980 yılında önceki yıla göre neredeyse yarı yarıya düşen asgari ücretin, 28 yıl boyunca 1978 yılındaki değerinin altında dolaştı kaydedildi.
Araştırmaya göre, 1993 ve 1999 yıllarında 1978'deki değerine yaklaşan asgari ücret, 2001 ve 1994 yıllarındaki krizlerden ise ağır yara aldı. Asgari ücret, 2003 yılı sonunda yapılan artışla tekrar 1978 yılındaki düzeyine ulaşabildi.
''1980 yılından sonra 12 Eylül yasalarının emekçilerin hak taleplerinin önünde bir engel olarak dikildiği'' görüşüne yer verilen araştırmada, ''Türkiye, 28 yılda yaklaşık 3 kat büyürken reel asgari ücret yerinde saydı. Türkiye 2007'ye girerken asgari ücretli 1970'li yılları arar oldu. Eğer asgari ücretlinin reel ücretleri Türkiye ekonomisi oranında büyüseydi 2006 yılında net 381 YTL olan asgari ücret, bugün 1123 YTL olacaktı'' denildi. Birleşik Metal-İş Yönetim Kurulu'nun araştırmayla ilgili değerlendirmesinde, asgari ücretin yüksek büyüme oranlarına rağmen reel olarak 1970'lerdeki düzeyinde kalmasının, ''12 Eylül yasalarından kaynaklandığı'' savunuldu.
''Asgari ücretin tespiti için oluşturulan komisyon 12 Eylül hukukunun anti-demokratik ruhunu yansıtmaktadır'' görüşüne yer verilen değerlendirmede, aileleri ile 13-14 milyon kişiyi ilgilendiren asgari ücret görüşmeleri ve tartışmalarının yönetmelikle kamuoyundan saklandığı öne sürüldü. Değerlendirmede, şu ifadelere yer verildi:
''Asgari ücret, devlet ve sermaye temsilcilerinin ortak tutumu ile belirlenmektedir. Emek örgütlerinin katılımı komisyon üyelerinin 3'te 1'i ve tek konfederasyonun katılımı ile sınırlandırılmıştır. Göstermelik toplantılarla asgari ücretlinin haklarının gasp edilmesini kabul etmek mümkün değildir. Üretimin temel dinamosu olan asgari ücretlilerin ürettikleri değerden pay alamamaları bu ülkenin ayıbıdır. Saati 1,5 YTL ile çalıştırılan ve açlık sınırının altında yaşamak zorunda bırakılan, asgari ücretliye ürettiği değerden hak ettiği pay verilmelidir.''