N'apalım yani!
Başbakan ABD'de demiş ki: "Irak'ta iç savaş var." ABD'liler çok şaşırmışlardır. Çünküm, karşılarındaki "Kolomb'un bizzat kendisi" mi, yoksa "yumurtası" mıdır?
Şöyle diyebilseydi, saygılarımı iletirdim: "Alın size Irak. Alın size özgürlük. Alın size demokrasi. Alın size hukuk. İstila ve işgal ettiniz. İç savaş ve ölüm ektiniz; ektiğinizi biçiyorsunuz." Demedi. Diyemez. Der gibi olduğunda hemen toparlar. Onları bir kez daha kızdırmak istemez. Ana muhalefet lideri de artık diyemez. "Tezkereleri reddeden parti" idi cumhuriyet ve halk partisi, ama "asker gölgesi"nde bunu bir ilke, esaslı bir mücadele haline getiremez. Genelkurmay da diyemez. Siz dersiniz belki; ama kimse dinlemez. Burada buna "halka kulak vermek" denir! Daha ziyade halka kulak takmaktır. Uzun uzun kulaklar takmaktır. Halkı uzun kulaklı yerine koymaktır.
Şunu yapabilselerdi, saygılarımı daha da çok iletirdim: "Artık bu koalisyonun içinde bulunmak, bulunmak bir yana, görünmek dahi istemiyoruz. Bu iç savaşı biz istemedik, biz çıkarmadık ve taraf ya da sözde tarafsız olmayacağız." Demedi. Hiçbiri diyemez. Biliyor musunuz yoksa unutuyor musunuz; yoksa yoksa uyutuluyor musunuz? Türkiye, resmen ABD'nin Irak'taki koalisyon ortağıdır! Birinci tezkerenin filan geçmemiş olmasına, o sırada cümle alemde, şu kahpe cihanda onurlu bir devlet, milletin hakiki meclisi ve vicdanlı bir halk diye anılmamıza, askerinizin gitmemesine filan takılmayın. O bir "kaza" idi. Aslında ne iktidarınız, ne genelkurmayınız, ne en büyük medyanız, ne iş dünyanız, ne dünyanın işi, ne borsanız onu istedi. Oldu bitti; geldi geçti. Onur, yani! İşte, ABD'nin gururla ilan ettiği ve çoktan bir utanç listesi halinde tarihin kanına, irinine, çamuruna karışan listede, şu anda da, Türkiye resmen istila ve işgal koalisyonunun ortağıdır.
"İç savaş", öyle mi! "Koalisyon ortağı" olarak siz ne yapıyorsunuz? Biz, ne yapalım, şahsen bizzat kendimiz, koalisyon ortağı olmayı hiç istemedik. Ama siz oldunuz. Siz olunca devlet oldu. Devlet olunca, hepimiz. Bizi aldınız, elin işgaline, talanına, yalanına, katliamına, elindeki kanına "kanka" yaptınız. Bir "iç savaş" yangınının kundakçıları, yardakçıları, yamakları arasına kattınız. Ne yapıyoruz peki bu iç savaşta? Kimi tutuyoruz? Kime karşıyız? Kimin yasını, kimin acısını, kimin hıncını, kimin kılıcını paylaşıyoruz? Hiçbiri ise, ne işimiz var hâlâ o "lanet koalisyonu" nun içinde?
Biraz aklınız, gururunuz, onurunuz, insafınız, utancınız, ne bileyim Allah korkunuz, ne bileyim yurtta sulh, cihanda sulh Atam izindeyiz deyişiniz, biraz insanlığınız, eh tabii azıcık cesaretiniz de varsa; Siz ve siz, sivil ve asker; Bizi o işgal koalisyonunun içinden, alfabetik listesinin "Hindi" hanesinden çekersiniz. Bunu yapamıyorsanız; Anladın sen onu!
|