|
|
|
|
|
"Türkiye'yi üzen, bizi üzer"
Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob II, Türkiye'nin AB üyeliğinin zora sokulmaması için AB üyesi ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarına gönderdiği mektuba ilişkin olarak, "Biz T.C. vatandaşıyız, ülkemiz vatandaşlarıyla bir yaşam diyaloğu içindeyiz. Ülkenin genelini ilgilendiren her şey bizi de ilgilendirir, vatandaşlarımızı üzen her şey bizi de üzer" diye konuştu.
Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob II, Avrupa Birliği'nin Türkiye ile üyelik müzakerelerini sekiz başlıkta askıya almasının ardından, AB ülkelerinin devlet ve hükümet başkanları ile dışişleri bakanlarına gönderdiği ve "Türkiye'nin AB üyeliğini zora sokacak kararlar alınmasın" talebini dillendirdiği mektuba ilişkin olarak, "Vatandaşlarımızı üzen her şey bizi de üzer" dedi.
"SOKAKTAKİ
VATANDAŞ NE İSTİYORSA, BİZ DE ONU İSTİYORUZ"
Mesrob II, ANKA'ya yaptığı açıklamada, AB ile Türkiye arasında son günlerde yaşanan olumsuz gelişmelerin, kendisini bu mektubu yazmaya ittiğini söyledi. Mesrob II, Türkiye'deki Ermeni Ortodoks cemaatinin sokaktaki her vatandaşın beklentileri neyse, onu istediğini vurguladı. Mesrob II, "AB üyeliğinden beklentimiz, tüm sistemlerini daha modernize etmiş, çağdaş bir Türkiye. Atatürk'ün ideali" dedi.
"TÜRKİYE DIŞINDAKİ ERMENİLERİN ELEŞTİRECEĞİNİ BİLİYORUM"
Türkiye dışında yaşayan Ermenilerin, söz konusu mektuba ilişkin olumsuz eleştirilerde bulunacağının farkında olduğunu dile getiren Mesrob II, "Ancak biz T.C. vatandaşıyız, ülkemiz vatandaşlarıyla bir yaşam diyaloğu içindeyiz. Ülkenin genelini ilgilendiren her şey bizi de ilgilendirir, vatandaşlarımızı üzen her şey bizi de üzer" diye konuştu.
"MEKTUBU YUNANİSTAN VE G. KIBRIS'A GÖNDERMEKTE YARAR GÖRMEDİM"
Mesrob II, söz konusu mektubu Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi hariç tüm AB ülkelerine gönderdiğini belirterek, bunun nedenini ise "Çünkü bunda bir yarar görmedim" diye açıkladı. Mesrob II, mektubu yazmadan önce Türk hükümeti ile de herhangi bir temasta bulunmadığını kaydetti.
Ermeni Patriği Mesrob II, Avrupa'daki kral ve kraliçelere, devlet ve hükümet başkanlarıyla dışişleri bakanlarına mektup göndererek, 14 Aralık Konseyi toplantısında Türkiye'nin AB'yle ilişkilerinin yeniden rayına oturtulması aracı olmalarını istemişti. Patrik, mektubunda Atatürk'ün 1920'li yıllarda Türkiye'nin yönünü batıya çevirdiğini belirtirken, "Bu noktada, AB'nin diğer yükümlülüklerini görmezden gelerek, Türkiye'yi çok taraflı koşulları gerçekleştirmeye zorlayarak, görüşme sürecini raydan çıkaracak kararlar almaması son derece önemlidir" diye konuşmuştu. (ANKA)
|