|
|
İnen dona değil kesilen ağaca bakın
Mehmet Ali Erbil'in engin bir şımarıklıktan gelen densizliği sonucu oluşan ekran olayı nedeniyle mahkemeye verildiğini okuduğumuz gün, bir başka haber de geldi. Ama ne yazık ki 'don skandalı'na onca yer ayıran medyada çok az yer buldu. Haber şuydu: Üstad, Bağlar mevkii denen yerdeki görkemli evinin komşu bahçesinde bulunan iki asırlık mimoza ağacını dibinden kestirmişti. Dikkat ediniz: Kendi bahçesinde değil, komşusu İngiliz Randolph Ward Mays'ın bahçesindeki ağaçları. Üstad, adamlarına bu konuda talimat verdiğini elbette inkâr etmiş, ama şunları eklemekten de kendini alamamıştı: Evet, o ağaçlar evinin çatı katına uzanıyor ve böceklenme yapıyordu. Dikkat ediniz! Ağaçları sevmeyenler ve her fırsatta onları yok edenler, hep bu tür mazeretlere sığınır: "Balkonuma geliyor," "Manzaramı kapatıyor," "Kuşları çekiyor, haşarat getiriyor, mikrop saçıyor." Asıl mikrobun, doğaya savaş açan ve güzelliklerden nasibini almamış kendileri olduğunu fark etmeyen zihniyetlerin değişmez sözleridir bunlar. 'Milli hazinemiz' Mehmet Ali Erbil de işte bu tür mazeretlere sığınırken, elbette suçunu kabul etmiş oluyor. Ben kendi adıma basınımızın bu olayı don olayından daha çok önemsemesini ve üzerine gitmesini isterdim ve beklerdim doğrusu.
|