| |
|
|
Ar-ge'ye ne veriyoruz?
Dün Nobel Ödülleri'nden hareketle Avrupa'nın sıkıntılı olduğunu yazdım. Aslında Avrupa'nın bütün bu sıkıntılarını yaşamayan, tam aksine Avrupa'da yıldızlaşan iki ülke var. Bunlardan biri hep örnek olarak gösterdiğim İrlanda, diğeri ise Finlandiya. Bu iki ülkenin ortak bir özelliği var. İkisi de bilgi teknolojilerine yatırım yaptı ve araştırma-geliştirmeye yöneldi. İrlanda öncelikle eğitime büyük kaynak aktardı, ardından bilgi teknolojilerine yöneldi. Finlandiya ise bütçesinde ar-ge'ye ayırdığı parayı 4 katına çıkardı. Sonuç ortada. Her iki ülke de, müthiş bir atılım gerçekleştirdi. İrlanda "yoktan varoldu", Avrupa'nın ekonomisi en zayıf ülkesiyken, en zengin ülkesi haline geldi. Finlandiya ise iflasın eşiğindeyken, şimdi çok zengin. Peki ya bizde durum ne? Tahmin ettiğiniz gibi. Başbakan diyor ki, "Ar-ge bütçesini iki katına çıkardık". O hesap doğru değil, öyle yapılmaz. Başbakan şunu hesaplatsın: "Milli gelirde ar-geye ayrılan payın oranı neydi, ne oldu?" Oran ikiye katlandıysa "Tamam" diyeceğim ama o bile yetmez. Ya da bir başka soru sorayım: "Bu yıl TÜBİTAK kendisine ayrılan bütçenin ne kadarını kullandı veya kullandırabildi? Ayrılan parayı Maliye'den tahsil edebildi mi?" Bu soruların yanıtlarını ben biliyorum ama bir de onlardan öğrenmek istiyorum.
|