Kıbrıs üzerinden Çankaya
Gene bir gerilimdir başladı Ankara'da... Önce Genelkurmay Başkanı, oldukça net, ancak bir o kadar da ağır ifadeler kullanarak hükümetin Avrupa'ya sunduğu yeni "Kıbrıs teklifi" konusunda devre dışı bırakıldıklarını söyledi. Adada 40 bin asker bulunduran Genelkurmay'ın, Kıbrıs meselesinin herhangi bir boyutuyla ilgili devre dışı kalması, Türkiye için alışılagelmiş bir durum değil. Hükümet de, eski ve yeni dışişleri müsteşarlarının Genelkurmay'ı bilgilendirdiğini söylüyor. Ancak Yaşar Paşa'nın sözlerinden anlıyoruz ki, asker yalnız son dakikada bilgilendirme değil, resmi platformlarda "yazılı" ve "siyasi" bir istişare istiyor. Ardından dün ikinci bomba, yani Çankaya'dan Genelkurmay Başkanı'nın laflarına tamamen paralel sayılabilecek "Biz de bilmiyorduk" açıklaması geldi: "Öneri hakkında Sayın Cumhurbaşkanı doğrudan ya da dolaylı hiçbir biçimde bilgilendirilmiş değildir." Ve Başbakan, birkaç gün dinlenebileceğini düşündüğü Afyon'dan sert bir karşılık verdi: "Çankaya ya da ilgili kuruluşlara mı soracağız? Kusura bakmasınlar şu ana kadar oluşmuş altyapıyla hükümetin bilgisi var." Belli ki başbakan, diplomatların "non-paper" dediği yazıya dökülmemiş siyasi manevranın özünde geçen yıldan bu yana Ankara'nın masaya koyduğu tekliften çok farklı olmadığını, bu durumda hükümetin, asker ve Çankaya'dan "icazet" almasına gerek olmadığını söylemeye çalışıyor. Çankaya ve askere, sert bir biçimde cevap veriyor. Bayram değil seyran değil, "Avrupa'ya altın golü attık" derken ne oluyor Ankara'da? Her üç açıklamanın da inanılmaz ölçüde ağır ve "hodri meydan" diyen cinsten olduğunu düşünürsek, tarafların bu siyasi gerilime tesadüfen değil, düşünüp taşınarak girdiğini de rahatlıkla söyleyebiliriz. Daha açık konuşmak gerekirse, bizce yaşanan Kıbrıs ya da AB tartışması değil, örtülü bir Çankaya kavgası... Başbakan Erdoğan'ın kesin karar vermiş olmamakla birlikte Çankaya'ya çıkmaya istekli olduğu bir sır değil. Mevcut Cumhurbaşkanı Sezer ve askeri kanadın, açıkça kamuoyuna yansıtmasalar da, bu konuda çok heyecanlı olmadığı da aşikar. Durum böyleyken nice zamandır Ankara'daki beklenti, şubat ya da mart aylarında Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmasını engellemek amaçlı siyasi bir kampanyanın başlatılmasıydı. Ancak bu hafta yapılan erken uyarı atışlarında, şubat ve mart aylarında nasıl bir ortam göreceğimizle ilgili bir fikir edinmiş olduk. "Çankaya kavgası nasıl sonuçlanır?" diye merak edenler, yalnız Yaşar Paşa ve Cumhurbaşkanı Sezer'in reaksiyonlarına değil, Başbakan'ın aynı ölçüde sert ve hodri meydan diyen cevabına bakmalı. Dün Başbakan geri adım atmadı, askerle her sürtüşmede yaptığı gibi alttan almadı. Bu durumda galiba asıl netice, kimin sinirlerinin daha sağlam çıkacağına bağlı...
|