| |
|
|
Hücum futbolu
Türkiye ile müzakerelerin askıya alınması AB Komisyonu tarafından önerildiği ve Türkiye'nin "köşeye sıkıştırıldığına" inanıldığı gün, Komisyon Başkanı Olie Rehn şöyle dedi: "Türkiye'nin altın gol atmak için 11 günü var." Türkiye o golü attı. Hem de AB'yi "ters köşeye" yatırarak. Hiç beklemedikleri, hiç hazırlıklı olmadıkları bir anda kaleye çekilen şutla. İki liman açılıyor. Karşı taraftan da iyi niyet bekleniyor. Bu arada Birleşmiş Milletler'e de çağrı yapılıyor. Ortada Avrupa'nın "Hayır" demekte zorlanacağı bir durum var. Çünkü AB'nin "KKTC'ye yönelik izolasyonun kaldırılması" yönünde "uygulamadığı" bir kararı var. Şimdi Türkiye hem jestini yapıyor, hem de karşı tarafın sözünde durması halinde ikinci bir adıma hazır olduğunu gösteriyor. Kıbrıs sorununda önemli bir mesafeyi karşılıklı kat etmenin kapısını açıyor, yolunu gösteriyor. Bu karar Türk dış politikasının aldığı önemli kararlardan biridir. Üstelik Annan Planı'na destek veren Kıbrıslı Türklerin beklentilerine de uygun bir karardır. Seçimlerin yapılacağı bir yılda alınmış olması nedeniyle de oldukça riskli ve cesurdur. Bu kararı alan kişi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan başkası olamaz. Türkiye'de bu gözü karalıkta başka politikacı uzun zamandır olmadı. Şimdi farklı görüşte olanlar çıkıp "Golü kendi kalemize attık" diyecektir. Bunlar genellikle "Gol yemeyelim, gol de atmayalım" düşüncesini benimser. Ama geride olduğunuz bir maçta öne geçmenin tek yolunun mevcut durumu değiştirmek için çaba göstermek ve hücum etmek olduğunu bunlar bilmez. Üstelik Türkiye'nin şu aşamada hiçbir kaybı da yok. AB yine "alçaklık" yapma yolunu tercih ederse, limanları kapatmak yine bizim elimizde.
|