|
|
Erkeğin şarjı üzerine
"...İpek: Hadi hayatım bir daha... Ahmet: Nasıl yani? İpek: Bir daha diyorum, bunda anlamayacak ne var? Ahmet: İyi de daha yeni yaptık. İpek: Olsun ne fark eder, ben bir daha istiyorum. Hadi çok istiyorum hadi! Ahmet: Ben bunu istemiyor muyum zannediyorsun? Ama bazı mercilere söz geçiremiyorum. İpek: Bana hep hazır olduğunu söylerdin. Demek yalanmış bunlar, demek herşey senin dilindeymiş, icraata gelince çok da anlattığın gibi değilmişsin Ahmet. Ahmet: Kırıcı oluyorsun İpek. Şu an içinde bulunduğum durumdan yararlanarak böyle konuşuyorsun ama çok kısa süre sonra bu sözlerine pişman edeceğim seni. Şu an beynimden gelecek emri bekliyorum. İpek: Beyin hâlâ olaya katılamadı mı? Biraz yardımcı olsam. Şarkı söylesem! Beyaaz Orkidee... Ahmet: Dalga geçme İpek, gururumla oynama! İpek: G-string'imi giysem? Ahmet: Bilmem ki! Şu an için pek fark edecek gibi gelmiyor bana ama beyin bu, belli de olmaz tabii denemek lazım... İpek: Beyaaz beyaaz Orkidee... İlk defa reddediliyorum, oysa bana hep bir kere de başlatan sen ol derdin. Bak başlatıyorum işte. Hadi Ahmet! Ahmet: Buna başlatma denmez, buna geri sarma denir... İpek: Açık konuş Ahmet. Ben çok istiyorum, olayı başlatmak istiyorum ve sen istemiyorsun. Lütfen tutanaklara geçirilsin. Ahmet benimle sevişmek istemiyor. Tüm ısrarlarıma, araya hatırlı kişiler sokmama rağmen Ahmet Bey hayır diyor, başım ağrıyor diyor..."
EVLERE ŞENLİK BİR ÇİFT Bu Ahmet ile İpek, sıradan bir Türk çifti. Ancak cinsel hayatları, her Türk çifti gibi evlere şenlik. Birol Güven yeni kitabı 'Yatak Odası Diyalogları'nda Ahmet ve İpek'in yatak odasının anahtar deliğine götürüyor bizi. Ahmet; bir ilişkiye başlayana kadar dünyanın en mükemmel aşığı olan bir erkeğin, ilişki sonrası savsak, yer yer kaba ama çok gerçek halini yansıtıyor. İpek ise; ilişki öncesi mükemmel insanı oynayan Ahmet yüzünden yükselen mükemmel ilişki, harika cinsel hayat beklentilerinin, ilişki başlamasıyla yerle bir olmasına şaşıran kadın formatında! Birol Güven meseleyi doğrudan parodileştirmiş. Ti'ye almış ama ciddiyetten de uzaklaşmamış. Kıl olduğum bir cümledir ama gerçekten güldürürken düşündürüyor da... Gerçekten "Ben de yatak odasında zaman zaman böyle görünüyor muyum, acaba sevgilim gece yarısı prezervatif almaya gittiğinde, dışarıda bu komik maceralar başına geliyor mudur? Acaba ben de 'bir çorap iki kez giyilir mi?' sorusu ile başlayıp, üç gün üç gece kavga ediyor muyumdur" diye düşündürüyor...
SENARYO FORMATINDA 'Çocuklar Duymasın' gibi televizyon dünyasının başyapıtlarından birinin senaristi olan Güven, 'Yatak Odası Diyalogları'nı en iyi bildiği formatta; senaryo formatında yazmış. Okuması hayli kolay, okuduktan sonra sevgiliye de okutmak hayli eğlenceli oluyor. Hayır, kitabı okuduktan sonra sevişmiyorsunuz, oturup sevgilinizle yatak odası hallerinize, bir dönem katıla katıla gülüyorsunuz. (Bu arada; Birol Güven, 'Çocuklar Duymasın'ı günümüz şartlarında yazsa ne kadar eğlenceli olur değil mi?) Kitabın bazı ilginç (!) bölümlerinin adları ise şöyle: "Ben senin uzun saçlarını sevmiştim, meğer postişmiş", "Neden hep erkek ikna etmek zorundadır?", "Saten çarşafların aşk hayatına etkileri", "Enteller anlamadığı filmi severmiş", "G-string'le nöbet tutulur mu?" Tavsiye ederim...
|