|
|
Doktora gittim, duyu organlarımı dikti (!)
Beşiktaş Kültür Merkezi'nde Ferhat Göçer'in sahne gösterisi Aşk ve Hüzün'ü keyifle izledim. "Müzikal" denilecek kadar dramatik kurgusu yoktu. Ama "konser"den çok daha fazlasıydı. Ben de adını kendimce "Şiirle Şarkının Düeti" koydum. Ferhat Göçer, 1920'lerden başlayıp, günümüze kadar uzanan bir yaşam öyküsünü şiir ve şarkıyla anlatıyor. Ama şiirler öyle şarkıların arasına laf olsun diye serpiştirilmemiş. Hani rast makamından hüzzama geçerken kanunla taksim yapılıp, soliste yol gösterilir ya, işte şiirlerle öyle taksimler yapılıyor. Orhan Veli'den gözlerimiz kapalı İstanbul'u dinlerken, ardından Sezen Aksu'nun Ah İstanbul'u ruhumuza akıyor. Oktay Rifat'ın Eski Zaman Aşığı şiirinin tadı damağımızda kurumadan Lale Devri ile mest oluyoruz. Nazım Hikmet kapanışta Çok Yorgunum diyor, biz içimizden "Kaptan ne olur, indir onu İstanbul'un mavi rıhtımına" diye dua ediyoruz... Sözün özü; içinden şiir geçen her şeyin temizleyici, onarıcı etkisi olduğu gibi bu sahne şovu da yüreğimin kirini pasını akıttı. Ama gözüme batan kıymıklardan söz etmesem olmaz. Bu kadar iddialı bir müzikal projede müzisyenlerin hepsini sahnede görmek isterdim. İlk perdede Ferhat'ın ceketinin arkasından kuyruk gibi dikilen mikrofon antenini bir Allah'ın kulu görüp düzeltmedi. Eminim bu görüntü benim gibi pek çok izleyicinin konsantrasyonunu bozmuştur. Kar efektini de pek başarısız buldum. Pamuk tomarları ufalanmadığı için yukarıdan neredeyse "paketiyle" sahneye düşüyordu. Bir ara ambalajında kadın bağı düşecek diye endişe ettim... Işık arızalarının ise ilk geceyle sınırlı kalacağını ümit ediyorum. Bir de şova daha fazla teatral unsur katılması gerektiğini düşünüyorum. Zira "Evde müzik setine Ferhat Göçer CD'si koyup, rafımdan alacağım bir şiir kitabıyla da benzer bir gece yaşayabilirim" diyenlere verilecek bir cevap olmalı. Örneğin ben bir ara içimden öyle geçirdim. Zira yanımda oturan kadın, cep telefonuyla sahneyi görüntülemeye çalıştıkça, telefonun ışığı gözümü alıyordu. Evimin salonumda hiç olmazsa böyle bir işkenceye maruz kalmazdım... Benim için gösterinin en büyük sürprizi ise genç sanatçı Menent Savaş oldu. Muhteşem sesi ve asil duruşuyla Ferhat'- tan öyle roller çaldı ki... Müzik prodüktörlerine sırf bu kızı izlemeleri için Aşk ve Hüzün'ü tavsiye ediyorum. Ve Ferhat... Doktor yine tedavimi yaptı. Günde 15 saatlik ekran mesaim sırasında kirlenen ruhumu önce sterilize etti, sonra duyu organlarımdaki yaraları dikti, kadife sesiyle pansuman yapıp, evime gönderdi. Vizite ücretimi nasıl mı ödeyeceğim? Sarı Kurdele kampanyasına devam edip, hak etmeyenleri ekrandan süpürüp, Ferhat'lara yer açarak!..
|