SABAH - 05/12/2006 - Yavuz Donat

Şu an 5 Aralık 2006 - Salı tarihli sabah.com.tr'yi okumaktasınız.
Bugüne ait sabah.com.tr içeriği için tıklayın »

kapat

Servislerimiz

Google Arama

SMS:
YD yaz
boşluk bırak
mesajını yaz
4122'ye gönder

Çürük elmalar

Bakan Osman Pepe belki 40 kez anlattı... "Yanlışın üzerine 4 yıl önce gitmeye başladık" diye... Ama sağdan soldan soru yağmuru sürüyor: "Neden şimdi?"
Osman Pepe "40 kez daha anlatsa..."
"Aynı soru" tekrarlanacak:
- Neden şimdi?

Elimizde bir "dosya" var.
"Hangi ormanda ne zaman, neler olmuş" dosyası.
Bakanlık önce "ön izin" vermiş.
Hükümet değişmiş "ön izin iptal edilmiş."
"Kesin izin talebi" de geri çevrilmiş.
"Şirket" Bakanlık aleyhine "Beykoz-1'inci Asliye Hukuk'a" gitmiş.
Mahkeme "işi bilirkişiye havale etmiş."
Bilirkişi "şirkete hak vermiş."
Bunun üzerine "Bakanlık devre dışı bırakılmış."
Belediye "yapı ruhsatına" imzayı basmış.
Ormancıların içindeki "çürük elmalar" buna zamanında itiraz etmemişler.

"Dosya" oldukça uzun...
Bakanlık "inşaat alanına" girmek istemiş.
Girilememiş.
Tutanak tutulmuş.
Savcılığa başvurulmuş.
Savcılık "takipsizlik" vermiş.
Takipsizlik kararına itiraz edilmiş.
Kadıköy 2'nci Ağır Ceza "itirazı incelemiş."
Karar:
"Ret."
Bu ret kararına karşı "Adalet Bakanlığı'na başvurulmuş."
Konu "Yargıtay'a intikal etmiş."
Derken "kamu davası" açılmış.
Mahkeme "sanıkların beraatine" demiş.
Yargıtay "beraat kararını bozmuş."

Dosya daha bitmedi...
"Bir başka tutanak" ve sonra o tutanakla ilgili "gelişmeler" yine sayfalar tutuyor.
Önce "Orman İdaresi'nin savcılığa başvurusu."
Savcılığın "başvuruyu geri çevirişi."
Sonra mahkemenin "takipsizlik kararını kaldırması."
Ardından "beraat."
Beraate "Yargıtay nezdinde itiraz."

Dosyayı okuyanın "kafasının karışmaması" mümkün değil.

Bir de işin "vatandaş boyutu" var.
Vatandaşın elinde "bizdeki dosyalar" ne gezer.
Vatandaş "yükselen inşaatları" görüyor.
"Gazete ilanlarını" görüyor.
Parayı bastırıyor "evi alıyor."
Ama sonra...
"Vay başına gelenler."

Osman Pepe 40 değil, 140 defa "yıllardır verdiği mücadeleyi" anlatsa, yine "sorular" sürecek:
"Neden şimdi" sorusu.
"Seçim yaklaşıyor, ondan mı" sorusu.

Bir soru da şu:
- AKP'li olmayanın mı üzerine gidiliyor?.. AKP'liler yanlış yapınca korunuyor mu?
Siyasetçiler "benim adamım yanlış yapmaz" mantığını bırakmadıkça "bu soru" gündemden düşmez.
Osman Pepe nasıl "bakanlığımda çürük elmalar var" dediyse, siyasi iktidar da çekinmeden "kendi çürük elmalarını" kulağından tutup atabilmeli.
Eğer ortada "hayli çürük elma olmasaydı bu işler bu hale gelebilir miydi?"