|
|
|
|
|
|
İstanbul ülke olmuş!
Batı dünyasının aksine Türkiye'yi, Arap kültürüne dahil etmiyor Bhutanlılar. Halkın Türkler'e sempatisi var. Türkleri Orta Asya'daki halleriyle biliyor, siyah saçlı ve çekik gözlü olarak hatırlıyor Bhutan'ın yaşlı bilgeleri bizi. Ancak ülkemizin yerini çok da bilmiyorlarmış. Hatta ilk zamanlar aralarında İstanbul'un bir ülke olduğunu sanarak, İstanbul haritasında Deniz'in yaşadığı şehri göstermesini isteyenler bile olmuş. Kraliyet yönetiminin en önem verdiği konulardan biri de eğitim. Bütçede halkın eğitiminden sonra en büyük kaynak Bhutanlı gençlerin yurtdışı eğitimi için ayrılıyor. Dünyanın dört bir tarafına bu amaçla vatandaşlarını gönderiyorlar. Fakat zengin bir ülke olmadıkları için de belli sorunlar yaşanıyor. Tıp öğrenimine hayran oldukları Hacettepe Tıp Fakültesi'nde burslu öğrenci okutabilmek için Türkiye makamlarına başvuruda bulunmuşlar ancak bir sonuç alamamışlar. Belki bu okuduklarınızdan sonra merak edip Bhutan'a gitmek arzusu duymuş olabilirsiniz. Fakat turist, Bhutan'da şiddetten sonra sevilmeyen ikinci şey. Aslında ülkede bulunan yabancılara cana yakın davranmalarına karşın özellikle kendilerini tanımaya değil de, film gibi izlemeye gelen Batılılardan pek hoşnut değiller. Bu yüzden günlük vize uygulaması yapılıyor ve yüksek sezonda 24 saat için 260 dolar isteniyor. Ayrıca ülkeye giren turist sayısı da sürekli kontrol altında tutuluyor ve bu sayının yılda 10 bini geçmemesi için büyük çaba harcanıyor. Tüm bunların sebebi Nepal gibi yozlaşmamak. "Hippiler Nepal'i bitirdi," diyen Deniz'in yorumları kayda değer: "60'larda Hippiler Nepal'e ve Hindistan'a gelerek büyük zararlar verdi. Batılı insanların ne derdi varsa Güney Asya'ya geliyorlar. Eşinden boşanan, seks arayan, ucuz uyuşturucu madde isteyen geliyor Doğu'ya. '100 dolara Hindistan'da 3 ay kaldım, süper plaj vardı,' diye övünüyorlar. Bunların Bhutan'ın başına gelmesini istemiyoruz. Ferrarisini Satan Bilge, Tibet'te 7 Yıl türü ticari ürünler tamamen yalan. Güney Asya'nın üstüne örülen egzotizm perdesi, bu bölgenin gerçeklerinin görülmesini engelliyor. İnsanlar oradaki hayatın yogadan ibaret olduğu gibi bir yanılgıya düşüyorlar. Güney Asya huzur aramak için çalınacak bir kapı değil. Herkes ait olduğu topraklarda mutlu olabilir. Bir Batılının mutluluğu kendi içinde değil de Güney Asya'da araması boşa harcanan bir çaba." Türkçe'de Bhutan ile ilgili ilk kitaplar, yine Deniz'in çabalarıyla yayımlandı. Ariya Yayınları'ndan çıkan Bhutan'dan Halk Masalları ve Bhutan'dan Himalaya Masalları: Yeti Efsanelerinin Sırları adlı iki kitabın da editörü Gamze Deniz. Bizim 'kocaayak' olarak tanıdığımız dağ canavarı Yeti, Bhutan efsanelerinde önemli bir rol oynuyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|