|
|
|
|
|
|
Televole, kadınları değiştirdi
Farklılaşan bir başka alan da sanatçı- müşteri ilişkisiydi: 1) Sahne 'yukarıda' ve 'uzakta' değildi artık. Müşteriyle aynı hizadaydı ve taraflar birbirine çok yakındı. 2) Eğlenme alanı sahneden, tüm mekâna yayılmıştı. Mesela sadece sanatçı değil, herkes (daha doğrusu tüm kadınlar) dans ediyordu. Tüm mekân seyirlik hale gelmişti. 3) Sanatçı ile müşteri arasındaki iletişimde 'mesafe', 'saygı', 'çekinme' giderek yok oluyor, yerini sık sık müstehcenliğe kadar uzanan bir laubalilik alıyordu. Bir nokta daha: Sanatçılarla içli dışlı olan müşterilerin asıl hedefi onlar değildi. Burada kastedileni basının tecrübeli isimlerinden Tevfik Yener'in söyle anlatıyor: "1980 öncesi aileler gelirdi gazinolara. Müzik dinlenilirdi. Nispeten nezih bir ortam vardı. 1980 sonrasında bankerler, hayali ihracatçılar sahnenin değişmesine yol açtı. Mekân sahipleri sahneye alınıp satılabilir tipleri çıkardılar. Aileler gelmez oldu. Yeni müşteriler sanatçıyı tavlamak için ellerinden geleni yapmaya başladı, onları metres tuttular.... Şimdi ise onların çocukları var gündemde. Ancak bunlar sanatçıyı değil, birbirlerini tavlamaya çalışıyorlar. Sanatçıyla pek ilgilenmiyorlar." Televole tipi eğlence kadınlardaki değişimi ortaya çıkarmıştı: 1) Giysileri açıldı. 2) Danslara aktif olarak katıldılar. 3) Kız kıza eğlenmeye çıktılar. 4) Flört oyunlarına, tek gecelik sekslere giriştiler. 5) Düğünlerde ya da tavernalarında gözlenen; müzikte yavaştan hızlıya, yabancıdan yerliye geçerek, göbek atılmasıyla son bulan sıralama değişti. Kadınlar anında hızlı danslara, ardından da göbeğe geçtiler. 6) Kadın ağırlığının artmasının en önemli göstergelerinden biri alkollü kadınların, bazen kırdıkları bardak ya da şişelerle birbirlerine saldırmaları oldu. Bütün mekân sahiplerinin bununla ilgili anıları vardı. Mesela işletmeci Günay Tuncel: "Kadınların tavrı çok değişti. Çok çabuk sevgili değiştiriyorlar. Kadın, eğlence mekânında sevgili değiştirince ortam geriliyor." Dönemin ünlü çapkınlardan Murat Cevahir ise şöyle diyordu: "Bu mekânlarda, beni erkek arkadaşının yanında kesen, tuvalet çıkışında elime cep telefonunu sıkıştıran nice kız gördüm." Kadınları serbestleştiren... Eşcinselliği olağanlaştıran... Parayı ve şöhreti kutsayan... Eğitime dudak büken... Esprileri belden aşağıya indiren... Tek gecelik ya da aşksız seks ilişkisini yaygınlaştıran... Çapkın erkek ve kadınları görünür kılan... Tutucular kadar, hatta bazen onlarda da fazla yüksek kültür taraftarlarının sinirlerini yerinden oynatan... Sadece klasik-rock-caz gibi 'yabancı' müzikleri değil, halk müziği ve klasik Türk müziği gibi 'yerli' tarzlara da yüz vermeyip Türkçe pop'la kalça kıvıran, masaların üstünde zıplayan... "Yaşa! Varol! Bravo!" yerine "Haydi eller havaya!" diye bağıran... Güzel varoş kızlarına zengin koca ve ün hayalleri kurduran ve bu yolda estetik ameliyat olmaya teşvik eden... Eğlence mekânını, sevgiliyle içeri girilen değil, yeni sevgiliyle dışarı çıkılan yer haline getiren... Etiler-Ortaköy-Beyoğlu eğlence üçgenini Beyaz Türklerin elinden almaya kalkışan Televole tipi eğlence elbette kendi muhalefetinin de ortaya çıkmasına yol açtı.
|
|
|
|
|
|
|
|
|