|
|
'Hatırla Sevgili', unutma Türkiye
Türkiye'de eskiden en fazla küfür edilen kişiler teknik direktörlerdi. Kahvelerde kurulan futbol mahkemelerinde her hafta birileri asılırdı. Özel televizyonlar kurulunca teknik direktörler kurtuldu. Şimdi kadını, erkeği, yaşlısı, genci herkes televizyon yöneticilerine küfür ediyor. Yurtdışından gelen birinin mevcut duruma bakarak 'millet haklı' demesi mümkün. Ancak reyting tabloları, halkın kalite arayışının çoğunlukla lafta kaldığını gösteriyor. 'Hatırla Sevgili'nin şu ana kadar gösterdiği performans bende yeni bir umut yarattı. Bu açıdan bakınca 'Hatırla Sevgili' sadece bir dizi değil, aynı zamanda samimiyet sınavıdır. Sonuç iyi olursa yapımcılar ve televizyon yöneticilerinin kaliteli işlere girme cesaretleri artacak. Kalite lafı Türkiye'de o kadar kolay kullanılıyor ki, bunun biraz içini doldurmamız gerek. Türkiye'nin Demokrat Partili yıllarına dair yazılmış onlarca kitap vardır. Şevket Süreyya'nın yazdıkları dışında kalanlar, o dönemi ya siyah ya da beyaz olarak anlatır. Şimdi 'Hatırla Sevgili' ile o dönemi, liderler dışında, insan öyküleriyle öğreniyoruz. Düşünsenize bir dönemin giyimkuşam tarzı, saç-baş şekli, cemiyet hayatı gibi tüm detaylarını bir araya getirmek ne kadar zahmetli ve pahalı bir iştir. Yani kalite dediğimiz şey; sadece dizi müziği ya da oyuncu kadrosuyla sağlanmaz. Aşk üzerine kurulan bir öyküde; detaylara, ana konu kadar saygı duymak önemli bir cesarettir. 'Hatırla Sevgili' ile girdiğimiz samimiyet sınavı bu açıdan çok önemli. İşin en kötü tarafı, bu sınavı kaybedersek başımıza gelecek olanlar... Bir yanda; Ajdar, Semra, Tülin- Caner ekibi bizi bekliyor. Diğer yandaysa; her bölümde metrekareye 10 ölünün düştüğü, konuşmadan çok, silah sesi efekti kullanılan diziler.
|