|
|
Ergun Özen'den finans dersi
Önceki akşam Bilgi Üniversitesi'nde Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen'in MBA öğrencilerine verdiği konferansı izledim. Özen, dalgalı bir dönemde Garanti Bankası'nı sakin denizlere çıkarmayı başarmış, sonunda da Amerikan GE'yi ortak almayı başarmıştı. Sakin, çalışkan ve ekip ruhuna inanan bir yönetici olan Özen'in aynı zamanda çok iyi bir konuşmacı olduğunu da bu fırsatta öğrenmiş oldum. Bilgi Üniversitesi'nin mahkeme salonunu, gündüz çeşitli işkollarında yönetici olarak çalışıp akşamları da MBA yapan gençler doldurmuştu. Özen'e yönelttikleri sorulardan konulara hakim olduğu anlaşılan gençlerin tamamı iyi derecede İngilizce biliyordu. Sadece üniversite diploması ve yabancı dil bilgisinin mesleki ilerleme için yetersizliğinin farkında olduklarından iş çıkışında kendilerini geliştirmek yolunu seçmişlerdi. Türkiye'nin geleceği için umut veren bir tabloydu. Bu tablonun sadece Bilgi Üniversitesi ile sınırlı olmadığını, Sabancı'dan Koç'a, Yeditepe'den Has'a kadar birçok vakıf üniversitesinde aynı saatlerde benzer programların yürütüldüğünü düşündüğünüzde bu iyimserliğiniz daha artıyordu. Yıllar önce Stanford'da Bill Gates'in Bussiness School öğrencilerine verdiği konferansı izlemiştim. Türkiye, eğitimde istenen yere varmaktan henüz çok uzak olsa da, aradan geçen zamanın tamamen boşa gitmediğini görmek de iyi bir şey. Ergun Özen'in sunumuna gelince. Türkiye'nin son 5 yılda yüzde 40 büyüdüğünün altını çizen Özen, cari açık problemine işaret etti ama sunumunun genelinde gelecek için çok olumlu görüşü olduğunu belirtti. Amerika'da özel bankacılık sisteminin geçen yıl 218 milyar dolar kar elde ettiğini anlatan Özen, son dönemde büyüklüğü 500 milyar doları aşan mega bankalar ortaya çıktığını hatırlattı. Bu bankaların sayısının bugün 30 civarında olduğunu söyleyen Özen, önümüzdeki dönemde bu sayının 100'ü aşacağını anlattı. Avrupa, Amerika, Avustralya, Japonya gibi gelişmiş ülkelerde nüfusun hızla yaşlandığını, ortalama ömrün uzadığını hatırlatan Özen, yaşlı nüfusun tasarruf etmediğinin, daha çok harcama eğiliminde olduğunun altını çizdi. Bu pazarların bankalar açısından doygunluğa eriştiğini vurgulayan Özen, Türkiye'nin genç ve dinamik nüfusuyla yabancı bankalar için ideal bir ülke olduğunu anlattı. Bunun sonucunun da bankaların birer ikişer el değiştirmesi olduğunu söyleyen Özen, bu eğilimin devam edeceğini belirtti. Gençler ise Özen'e hem bankacılık sistemi, hem de kredi kartı, banka reklamları gibi konularda farklı ve sıkıştırıcı sorular yöneltti. Sıcak, samimi bir toplantı sonucu gençlerin usta bir bankacıdan önemli hayat dersleri aldığına inanıyorum.
|