Bugün yazı yok...
"Parayı ver, senin ameliyatını dışarda, özel hastanede temiz temiz yapayım..."
Bir devlet hastanesi doktorunun, SSK imkânlarıyla ücretsiz ameliyat ve ücretsiz tedavi olma hakkı bulunan, bir SSK'lı hastaya söylediği cümle aynen bu... "Parayı ver, senin ameliyatını dışarda, özel hastanede temiz temiz yapayım..."
Belge isterseniz... Bu konuşmanın belgesi yok. Hasta çünkü bu. Ajan değil. Teybe ya da gizli kameraya almamışlar, kanıt olarak. Ama şahidi var. Hem hastanın kendisi... Hem de hastanın yakınları. Doktorun adı da var bende. Yazarsam... Biliyorum ki, dava açacak. "İftira" diyecek. Yazdığımın doğru olduğunu kanıtlamak için, hastayı ve hasta yakınlarını mahkemeye "şahit" olarak götürmek zorunda kalacağım. Gelirler... Tereddütsüz gelirler. Ama zaten canıyla uğraşan insanları, bi de üstüne, adliye koridorlarında süründürmüş olurum.
Biliyorum, tanıyorum. Yeminine sadık çok sayıda idealist, yurtsever, vatandaş için çırpınan, evine bile gitmeye vakti olmayan doktor var... Aralarındaki çürük yumurtaları onlar da biliyor. Hatta benden daha iyi biliyor. Buna rağmen, Tabip Odaları, çürük yumurtaları ayıklamak yerine, beni yalanlamayı tercih edecek... "Mesleğimizi karalamaya çalışıyorsunuz, basın ahlakına yakışıyor mu" diyecekler.
Bakan arayacak... "Gereğini yapacağım" diyecek büyük ihtimalle. Doktorun adını isteyecek. Vereceğim. Soruşturma açacak. Bekleyeceğiz... Günlerce. Sonra, "böyle bir olayın yaşandığına dair somut bulgulara rastlanmamıştır" denilecek. Ben davayı kaybedeceğim. Tazminata mahkûm olacağım.
İyisi mi yazmayayım... Bugünlük yazı yok.
Tazminat olarak ödeyeceğim parayı, arkadaşlarımdan toplayıp, direkt hastaya vereceğim. Gitsin, dışarda, özel hastanede temiz temiz ameliyat olsun. Daha pratik hiç olmazsa.
|