|
|
İtalya, duy sesimizi!
atv'deki İtalya-Türkiye maçını izlerken, bugüne kadar eleştirdiğim tüm yerli yönetmenlerden özür dilemek geldi içimden... Oysa maçtan önce İtalyan rejisi yönetmeninden, slowmotion operatörüne kadar herkesin ismini nal gibi ekrana bindirmişti. Dedim ki, "Vaaay, herhalde müthiş bir şov sunacaklar..." Ama nerdeee? Kamera açıları rezalet. Pilot kamerada oyun, alttaki dört parmaklık alana sıkışmış. Yukarıda kocaman, anlamsız tribün görüntüsü. Volkan'ın hatasıyla yediğimiz ilk golü ise canlı yayında göremedik. Zira yönetmen ve resim seçicinin refleksi, en az bizim kaleci Volkan'ınki kadar kötüydü. Maç boyunca çılgınca tezahürat yapan 700 kişilik Türk taraftar korosu bir kez bile ekrana gelmedi. Hele pozisyonu bu kadar az bir maçta, en önemli atakları, anlamsız tekrarlar nedeniyle görememek beni çıldırttı. Eğer bunca hatayı bizim yönetmenlerimizden biri yapmış olsaydı, televizyon eleştirmenleri ve spor yazarları adamı tefe koyup, çalardı. Gelelim atv cephesine: Ersin Düzen, ekranların en az hata yapan, en abartısız maç nakleden spikerlerinden biri. Araya sıkıştırdığı minik yorumları da yerli yerinde. Yorumcu Ömer Üründül, Avrupa futbolunu çok yakından takip etmesinin avantajını, yabancı maçlarda iyi kullanıyor. Kendisini "Bloklar arası yardımlaşma" saplantısından kurtardığından beri yorumları daha net, anlaşılır ve keyif veren bir hale geldi. Ancaaak... Geçenlerde bu sütunlarda ekrana yapıştırdığı sanal reklamlar nedeniyle kıyasıya eleştirdiğim kanallar arasına atv de eklendi. Sanırım bu konudaki rekor da atv'ye geçti. Maç süresince 210 reklam, tanıtım ve altyazı ekrana bindirildi. Hepsinin 5 saniye süreyle ekranda kaldığını hesap edersek, maçın beşte birlik bölümünün "sanal reklam kuşatması" altında geçtiği ortaya çıkar. Tabii ki reklama karşı değilim. Ama futbol izleyicisine ekranda top aratmayacak şekilde reklam yayınlamanın da bir yolu olmalı...
|