Her kesime farklı renkte kundura
19. yy'dan İkinci Meşrutiyet'in ilanına kadar olan süreçte tüm dünya ekonomik ve sosyal değişimlerle çalkalanıyordu. Osmanlı Devleti de bu durumdan payını aldı ve 1812'de, 'Eskitilmesi mümkün olmayan' sloganıyla Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası kuruldu. Bu dönemde ayakkabılar, statüye ve dine göre farklılık gösteriyordu. Çoğunlukla köylüler çarık, kentte yaşayan varlıklılar ise Beykoz'da üretilen 'iskarpin' adı verilen kunduraları giyiyorlardı. Türkeri'nin yaptığı araştırmalara göre, o zamanlar Müslümanlar ise sadece sarı renkli ayakkabı giyiyorlarmış. Zaten her kesimin giydiği ayakkabı rengi farklılık gösteriyor. Örneğin, Museviler kesinlikle sarı giyemiyorlarmış.
|