|
|
Kadınların rekabeti erkekleri yakar
Rus tenisçi Anna Kurnikova ile röportaj yapılacağı haberi geldiğinde toplantıdaydık. Sonat'a 'yarın bu işi sen hallet' dedim. Yüzü asıldı ve ilk sözü 'tamam da ben ne giyeceğim?' oldu. Normal şartlarda Sonat röportajdan beklentilerimizi öğrenmek için 'ne soralım' derdi. Erkek bir muhabir dünya yakışıklısı olsa bile bir erkekle röportaja her zamanki haliyle gider. Oysa birbirlerini bir daha hiç görmeyecek olsalar bile kadınlar şıklık ve güzellikte hep birbirlerine meydan okuyorlar. Onlar birbirlerine meydan okurlarken, olan da erkeklere oluyor. Mesela yıldırım aşk denilen şeyin neden hep erkeklerin başına geldiği sanırım böyle açıklanabilir. Kadınların şıklık halinden mesleki bir genelleme de yapılabilir. Bir erkeğin bir kadına bakarken direğe çarpması haber değildir ama bir kadının bir erkeğe bakarken direğe çarpması her zaman haberdir. Neyse konu biz erkekler değiliz... Kadınlar arası rekabet genelde berabere biter ama eğer rakip Anna Kurnikova olunca iş değişiyor. Bizim sataşmalarımızı duymazdan gelen Sonat, kocası "Gerçekten güzel bir kadın mı?" diye sorunca patladı: "O kadar güzel değil ama bu kadın dar. Sopa gibi. İnsan onun yanında kendini şişman hissediyor!" Sonuç mu? Gazetenin en ince-uzun muhabiri olan Sonat o günden beri rejimde...
|