İçimizdeki faşo!
Toplumun "eğitimli üst tabakası" sayılan mevkilerde, babasına tuzak kurabilen doktor oğul. En altlarda, annesinin yanı başında, tecavüzden, işkenceden geçirilen 17 aylık minik kız. "Kötü ruh" damardan damardan nüfuz etmiş! Altını üstüne getiriyor toplumun.
Faşizan kafa, "sıradan insandaki olağan faşizm" in kokusuna bayılır. Faşizan şiddet, kötülük ve şiddet bakımından vicdanını, aklını çiğneyip geçmiş fertlerden müteşekkil yırtıcı bir sürü derler. Sürü, içindeki her ferde, eşsiz bir sinerjiyle kötülüğün kolektif kimliğini ve kitlesel meşruiyetini hazırlar. Zaten boyun eğmeye teşne kitleler arasından, kendi boyuna uygun boyunları eğdirmeye en yatkın olanlar için çekim merkezi oluşturur. Gündelik hayatın içinde hakiki fikirsiz, belki amaçsız, bazen depresif, bir ihtimal çaresiz, sıkça agresif dolanan kimileri, gündelik şiddet ve kötülük kabiliyetlerini, üstünlük ve başarı arayışlarını, bir siyasiideolojik kimlik ile amaca yamayabilir. Kötülük, fesat, şiddetle dolu ruh; ulvi, geçerli, belki revaçta bir kimlik ile amaç bularak huzura; O huzurla da, toplumsal huzursuzluklara, ferdi saldırganlıktan toplumsal şiddete terfie kavuşur.
Şu arkadaşın arabayı yayaların üstüne sürerkenki yahut kıyıcı sollamalarda "büyük başarı" elde ederkenki orgazmı; Berikinin, ona buna küfür ederken, şunu bunu aşağılarken, kendisiyle asla yüzleşmeden, tadına doyamadığı o benzersiz ucuz üstünlük duygusu; Kelime kökeni "aile reisi" olan sıradan "despot" un, ailede, işte edindiği deneyimle, peşine düşüp biat edeceği büyük despotlara, sistemli despotizm ve tahakküme düşkünlüğü; Aklını, vicdanını başkasının ellerine teslim edip kendi ellerini onun namına sözlü yahut fiziki şiddet makinesine dönüştürebilenin zerre rahatsızlık duymaması; Sözde kimi otoritelere atıp tutan cesur çocuklarken, en yakınındakinden daha uzak mesafedeki kimi otoriteye karşı altını tutamayan çocuklara dönüşenlerin iç fırtınaları; Yalan, şişinme, kasılma, boş gurur suretleri. "Faşizm", adamını tanır.
Saf ve temiz millet yaratmak üzere, insanın tüm kir, şiddet, kötülük volkanlarını patlatan, tarihe cerahat cerahat akan "Faşizm" sadece "baskı" değildi. İkna idi. İkna edebileceği insanlar, kitleler vardı. Sürükleyiciydi. Sürükleyebileceği, bazen kendi halinde dahi görünen "sıradan faşistler"; despot aile reisi, öğrenci döven öğretmen, nefret dolu işsiz, hakikatten çok dogmaya teslim taş kafalar, otoriteye tapan parlak ama hastalıklı beyinler, korktu mu otoriteye yatan bolca küçük, büyük işadamı, kimlik arayan öğrenci, karısını pataklayan koca, babasına, kocasına biatini her türlü otoriteye tapınmaya koşturan kadınlar, komşusuna diş bileyen, ihbar ve iftira hastaları, emir alıp vermeye bayılan, insani başarıdan, mutluluktan ziyade kanını, ırkını öne çıkaran, bedeni ve kalbi hızla boyun eğmeye ve eğdirmeye geçiş yapabilenler, "Dur hele, n'apıyorum ben!" demeyi asla bilmeyenler halinde hazırdı. Hazırola geçmeleri fazla sürmüyordu. Faşizm, sadece "Faşist lider" değil, "sıradan faşizmle yoğrulmuş kitleler" de ister. "Büyük kötülük" için, gündelik "sıradan" kötülüklerle bilenmiş, vicdanını susturmuş, acımasızlığı, fesadı olağan saymış fertler ve yok etmeye talip sürüler gerekir.
Sanmayalım ki; "Faşizan otoriterlik ve kötü ruh", faşizan boyun eğdirmecilik ve eğmeye yatkınlık; sadece açık seçik "faşist" denene hastır. Geniş bir siyasi, ideolojik yelpazeye sızar. "Aramızdaki faşistler" kadar "içimizdeki faşist" de bazen uyur; bazen kıpır kıpırdır.
|