|
|
|
|
Ailenizin doktoru
Oğlum 10 yaşında ve altını ıslatıyor 34 yaşında bir anneyim ve tek çocuğum var. Oğlum şu anda 10 yaşında ilkokul beşinci sınıfa gidiyor. Çok zeki bir çocuk ve sınıfında çok başarılı. Oğlum bez kullanmayı bıraktıktan sonra gece altını ıslatmaya devam etti. Daha önce götürdüğüm doktor, tahliller yaparak sorunun genetik ya da psikolojik olduğunu söylemişti. Zamanla geçer diye düşünerek tekrar doktora gitmedik. Ama 10 yaşında olmasına rağmen hâlâ gece altını ıslatıyor. Ne yapmalıyım?
Altını ıslatma; çocukluk çağında en sık görülen davranış bozukluğudur. Bu davranışın bir maksadı olabilir ya da olmayabilir ama çocuk beş yaşına gelmeden klinik olarak böyle bir tanı koymak doğru değildir. Bazı çocuklar sadece geceleri altını ıslatırken, bazıları hem gece hem gündüz aynı sorunla karşılaşır. Altını ıslatma bozukluğu diyebilmek için çocuğun haftada en az iki kez olmak üzere üç aydır altını ıslatıyor olması gerekir.
* Küçük bir idrar torbası,
* Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları,
* Yoğun stres
* Ve tuvalet eğitimini etkileyen gelişme gecikmeleri, altını ıslatmanın temel sebepleri olarak gösterilir. Bilerek ve isteyerek altını ıslatma, bazen davranış bozuklukları ve endişe ile ilgili olabilir. Bazı ailelerde ise ırsi olabileceğini düşündürecek şekilde birkaç fertte birden bulunabilir. Ek olarak tuvalet eğitiminin çok erken başlatılması da bir sebep olarak sayılabilir fakat buna dair çok detaylı araştırmalar mevcut değil. Altını ıslatan çocuklar genellikle, idrar ihtiyaçları olduğunda uyanamayacak kadar derin uyuyan çocuklar olarak tarif edilirler. Altını ıslatma daha çok erkek çocukları etkileyen ve sık görülen bir çocukluk çağı rahatsızlığıdır. Beş yaşındaki erkek çocukların yüzde 7'si, kız çocukların ise yüzde 3'ü altlarını ıslatır. Bu oran, 10 yaşında erkeklerde yüzde 3'e, kızlarda yüzde 2'ye düşer. Onlu yaşlarda çocukların çoğu bu problemi çözerken, 18 yaşına kadar sadece yüzde 1'i bu durumu devam ettirir. Tanı koymak için hekim önce altını ıslatmaya sebep olabilecek bir fiziksel hastalık var mı onu değerlendirir. Şeker hastalığı, mikrobik hastalıklar ya da idrar yollarındaki darlıklar ya da genişlikler; idrar tutamamaya sebep olabilir. Orta ve hafif şiddetteki vakalarda tedaviye ihtiyaç olmayabilir, çünkü çocukların büyük çoğunluğu onlu yaşlar civarında bu rahatsızlıktan kurtulur. Fakat bunu tahmin etmek ve tedavi yapıp yapmamaya karar vermek zordur. Çocuğun bu problemi kendi başına halledeceğini kestirmeye yardım edecek bir işaret yoktur. Buna karşın kendine güveninin eksilmesi ya da bu yüzden bazı şeylerden kaçınması, tedaviye karar vermekte bize yol gösterebilir. Tedavide davranışları değiştirmeye yönelik davranışçı tedavi metodlarını tercih etmekte fayda var. Bu yolla tedavilerine karar verilen çocukların yüzde 75'ten fazlası düzelir. Bunun için kullanılabilecek metodlar;
* Alarm: Gece yatağını ıslattığında çalan alarm, çocuğa idrar hissi olduğunda ne yapması gerektiğini öğrenmeye yardımcı olur. Altını ıslatma üzerine yapılan çalışmaların çoğu, alarmı tedavide en etkili yöntem olarak destekliyor. Kalıcı çözüm sağlıyor ve geriye dönüş oranı yüzde 5-10 gibi düşük oranda oluyor. Çocuk bir kere davranışlarını düzeltti mi aynı hali sürdürebiliyor.
* Mesane eğitimi: Bu yöntemde, giderek artan zaman aralıkları ile düzenli olarak çocuk tuvalete götürülür. Böylece çocuk çişini daha uzun süre tutmayı öğrenebilir. Bu yolla mesane kapasitesi de genişletilebilir. Mesane eğitimi, büyük bir tedavi programının parçası olarak kullanılır.
* Ödüllendirme: Çocuk altını kuru tuttukça ödül verme prensibi üzerine dayanır. Altını ıslatma tedavisinde kullanılan ilaçlar da mevcuttur. Ancak çocuğun davranışları da etkilendiğinde kullanılması uygundur ve genellikle 6 yaşından küçüklere verilmez. Bu amaçla, idrar torbasının kapasitesini artıran ilaçlar ya da antidepresanlar kullanılıyor. Tek başlarına kullanıldıklarında ilacın kesilmesi ile birlikte rahatsızlık belirtileri tekrar baş gösterebiliyor. Bu yüzden genellikle davranış tedavilerine yardımcı olmak üzere seçilirler. Soruyu gönderen anneye ise çocuğununun değerlendirilmesinde ve tedaviye ihtiyacı olup olmadığının kararının verilmesinde, bir çocuk psikiyatrına başvurmasını öneririm.
Uz. Dr. Eren Eroğlu
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|