|
|
|
|
|
|
Nobranım, nobransın, nobranlar...
'Bir insanın yapması gerektiği şeyi yapması gerektiği anlarda değil de yapmaması gerektiği anlarda yaptığı bi şey'miş nobran. Tabii gerçek anlamı farklı. Bu yazı Büyük Türk nobranlarına, bu kelimenin popülerliği münasebetiyle bir selamdır.
Büyük Türk nobranları
'Bir insanın yapması gerektiği şeyi yapması gerektiği anlarda değil de yapmaması gerektiği anlarda yaptığı bi şey'miş nobran. Tabii gerçek anlamı farklı. Bu yazı Büyük Türk nobranlarına, bu kelimenin popülerliği münasebetiyle bir selamdır.
Mobil telefon servis sağlayıcısının reklamında, hanım kız sevgilisi delikanlıya "Nobran!" diyor ve ortam dağılıyor. Çünkü genç adam 'nobran'ın ne demek olduğunu bilmiyor. Sarılıyor cep telefonuna, bu acayip lafın anlamını bulmak için ahbaplarını aramaya başlıyor. Nihayet hanım kızın yanına dönüyor ve "Nobran ne demek, bilmiyor musun?" diye soran sevgilisine, "Biliyorum, bir insanın yapması gerektiği şeyi yapması gerektiği anlarda değil de yapmaması gerektiği anlarda yaptığı bi şeydir," diye cevabı yapıştırıp, beyinlerdeki 'çip'lerin arıza vermesine sebep oluyor... Esasen bu fazla kullanılmayan, 'arkaik' sözcük, ağzına geldiği gibi konuşmayı, ölçü-denge kollamamayı ifade ediyor. Kimi durumlarda, nobranlık, kaba davranmaya, abuk sabuk konuşmaya kadar genişliyor. Aslında mesele örneklerle değerlendirildiği takdirde, 'nobran'ın kelime anlamı daha iyi anlaşılabilir. İşte 'büyük Türk nobranları'...
Sami TOSUN
|
|
|
|
|
|
|
|
|