|
|
|
|
|
|
Gelenekselden postmodernizme geçiş
CEVDET BEY VE OĞULLARI "23 yaşında kaleme aldığı üç öyküden sonra yazdığı uzun romanı Cevdet Bey ve Oğulları (1982) iki ödüle değer görülür; okurdan olumlu yankı alır. Yüzyıl dönümü İstanbul'unda başlayan bu roman, Türk toplumunun ilk burjuva ailelerinden birinin üç kuşak süren uzun öyküsünü içerir. 1905'ten yetmişli yıllara uzanan bir zaman kesiti içinde toplumun anatomisini çıkarır Pamuk bu romanında. Doğu-Batı karşıtlığı ile realist-idealist yaşam görüşlerinin roman kişilerinde bedenleştiği, karşıtlıklar üzerine kurulu bu metnin en önemli kişilerinden biri de İstanbul'dur. Ciddi bir ön-araştırmanın ürünü olduğu belli olan ayrıntıların eşliğinde, 1900'lerin ilk yıllarındaki İstanbul'u betimler Pamuk, Cevdet Bey ve Oğulları'nda. Kurmaca öykü, somut gerçekliğin oluşturduğu bir arka planın önünde gelişir."
SESSİZ EV "Yazarın ikinci romanı Sessiz Ev (1983), yine somut gerçekliğin kurgu içinde önemli rol oynadığı bir metin dokusuna sahiptir. 1980 öncesinin kanlı sağ-sol çekişmesi, Osmanlı kültüründe rasyonalizmin serüveni ve toplumun değişmekte olan değerleriyle Türkiye'nin uzak ve yakın geçmişi romanın somut gerçekle çakışan yönleridir. Sessiz Ev güncel siyasal çatışmanın en gerçekçi biçimde yansıtıldığı romanıdır Pamuk'un. Tarihçi roman kişisi Faruk, "16. yüzyıl Gebze'sine ilişkin başı ve sonu olmayan bir kitap yazmayı tasar(lamaktadır.)"
BEYAZ KALE "Yazar, bu iki romandan sonra geleneksel-gerçekçi çizgiyi tümüyle bırakır. Onun bundan sonraki romanları, atak biçim denemelerinin uygulama alanıdır. Nuvel diye tanımladığı üçüncü kitabı Beyaz Kale (1985) ile ilgili olarak, 'kurgunun serüveni'nden söz etmektedir Pamuk. Gerçi eskiden beri kendisinde var olan tarih merakının bir ürünüdür bu kitap; ikisi de bilimadamı olan İtalyan köle ile Osmanlı sahibinin öyküsünü içerir. Ancak tarih, bu metinde somut gerçeklikle örtüşmemektedir artık. Yazar, okuduğu tarih kitaplarını ve diğer metinleri, kendi düş dünyasının süzgecinden geçirip kurmaca düzleme taşır Beyaz Kale'de. "Biriktirdiğim renklerle allayıp pulladığım bu hayal ve hikâye parçacıkları," diye söz eder metninden. Pamuk, anlatının ana kişilerinden Hoca'ya, çağdaş edebiyatın önemli bir eğilimi üzerinde düşünce ürettirir: Acaba "Vereceği okuma ya da dinleme zevkinden başka hiçbir sonucu ve anlamı olmayan bir hikâye uydurabilir miydi insan? Müzik gibi...''
KARA KİTAP "Kara Kitap'ta (1990) çağımız romanının ana kurgu özelliklerini deneyseller Pamuk. Gazete yazıları, şehzadenin öyküleri, Hurufilik üzerine ansiklopedik bilgilerin yer aldığı tasavvuf metinlerine göndermelerle dokunmuş bir romandır bu. Postmodern edebiyatın ana biçim ilkesi 'üstkurmaca', Kara Kitap'ın da başat biçim öğesidir. Romanın ana kişilerinden Galip'in, "Her eşyanın yalnızca o eşya olarak varolduğu bir dünyada huzurla yaşayabilme isteği yüksel(ir) içinde... Yeşil tükenmez kalemin yeşil tükenmez kalem olacağı," bir dünyadır bu. Bir diğer roman kişisi Rüya ise ismi gibi soyuttur, o da görülmez romanda, yalnızca ismi vardır."
|
|
|
|
|
|
|
|
|