|
|
Duygular ne oldu Cengiz?
Cengiz Semercioğlu, bu ara kafayı kadınların kıskançlık öykülerine takmış. Okurları diyormuş ki: "Kadın kıskançlıkları akıllıca bir oyun, bir stratejidir. Başka kadının bindiği araba satılacak, adamın eli mecbur, yoksa oyunun düzeni bozulur". Kendisine gelen kıskançlık konulu maillerden sonra daha bir gözü korkmuş Semercioğlu'nun. Benim de 'oyun, strateji, oyunun düzeni' laflarını görünce gözüm korktu. Erkekler gerçekten kadınların kıskançlıklarını böyle görüyor olabilir mi? Duygularımızdan, kıskançlığı oluşturan sebeplerin neler olabileceğinden, erkeklerin çok sevdiği 'her çiçekten bal alma' halinin bizim etimizden nasıl et kopardığını ve sevdiğiniz adamı başkasıyla görmenin acısından bihaber olabilirler mi? Peki ya kıskanan erkekler? Hayatı zindan eden, bazen sevdiği kadının yeni sevgilisini bırakıp kendine dönmesi için kapıları bacaları kıran ve barıştıktan sonra da "Seni böyle mi öptü, böyle mi sevdi" diye kapıları bacaları kıran erkeler ne olacak? Bu da onların oyunlarının düzeni mi? Bize bunları yaptıran aşkı, tutkuyu, sevgiyi göz ardı edersek, evin yolunu bulamayız gibi geldi bana Cengizciğim!
|