|
|
Önce hayaller işgal edilir
DÜN Oyuncak Müzesi'- nde çocukluğumu nasıl şımarttığımı yazmıştım. Ama beş katlı müze benim için adeta beş katlı bir nostalji pastası gibiydi, bitiremedim. Sıkılmazsanız, devamına buyurun... En çok etkilendiğim bölümlerden biri; savaş oyuncaklarının, yani kurşun askerlerin, tankların, topların sergilendiği odaydı. İçeriye girdiğinizde kulaklarınıza Schindler'in Listesi filminin o unutulmaz müziği doluyordu. Zaten Sunay Akın dünyanın dört bir yanını dolaşıp, oyuncak toplamakla yetinmemiş. Bunları sergilemenin en çarpıcı, en dramatik metotlarını bulmak için de kafa yormuş. Hitler'in emriyle hazırlatılan 1930'ların Alman oyuncaklarını gösterirken, şöyle dedi şair: "Herkes 2. Dünya Savaşı'nın Hitler, Polonya'yı işgal ettiğinde başladığını sanır. Oysa Hitler 1932'de bu oyuncukların imal edilmesi için emir verdiğinde savaş başlamıştı. Polonya'dan önce, çocukların hayal güçlerini işgal etti Hitler... Çocuklar, oyuncakların gerçeğe dönüşmesinin farkına varmadan kendilerini koca bir savaşın içinde buldular..." Üzerine kitaplar yazılacak bir cümle: "Hitler önce çocukların hayallerini işgal etti!.." Ve 1920'li yılların Avrupa'sında imal edilen ve tüm dünyada büyük talep gören, "gerçek saçlı" bebeklerin bulunduğu odaya girdim. O yıllarda fakir kadınlar, çocuklarına süt alabilmek için saçlarını bebek imalatçılarına satarlarmış. O lepiska saçlar, oyuncak bebeklerin kafasını süslermiş. Zenginler, çocuklarını o bebeklerle avuturken, kel kalan fukara kadınlar ise ellerinde süt şişeleriyle evlerine mutlu dönerlermiş. O anda benim de şair yüreğim kabardı. Dedim ki Sunay Akın'a: "Belki de o saçlar ilk kez kuştüyü bir yastıkla, bebeklerin bir zengine satıldığı o gün buluştu. Sedef kakmalı kemik bir tarak ilk kez o gün o buklelerin arasından geçti. Yıllarca süpürge olan saçlar, ilk kez bir oyuncak bebeğin kafasında rahata ve huzura erdi." Benden size tavsiye: Eğer eğlenmek için gittiğiniz Oyuncak Müzesi'nde içiniz burkulsun istemiyorsanız, yanınızda şair bulundurmayın!..
|