İnadına sevin siz de!
Bir ihtimal, hatta iyi bir ihtimal de şu: İnadına sevebilirler birbirlerini. İnadına el üstünde, inadına avuçlarının arasında, inadına birbirine sarılan nefeslerinde tutabilirler. İnadına sevişebilirler. İnadına, bir gün çocuklarını mağduriyetlerin mecburiyetlerine rehin koymadan öpüp koklayabilir, şefkatten özgürlüğe doğru yetiştirebilirler. Törenin, kan davasının, tehdidin, düşmanlığın, dayatmanın, baskının, şiddetin karşısına geçip inadına bir sevda tutturabilirler.
Haberlerle tanıdınız. "Kan davası" nın kardeşi "Berdel" le. A.A. kaçıvermişti F.K.' ye. Namus ve töre mermiyi sürecekti ki namluya. Ölüm yerine rövanşla hesap görüldü. "Madem ki senin oğlun benim kızımı... o zaman benim oğlum da senin kızını" deyiveren bir namus, kısas, takas anlayışı işte. Ya vuracaklardı birbirlerini, ya trampa edeceklerdi çocukları. "Neyse ki birinin kız, berikinin erkek kardeşi varmış" diyesi geliyor insanın! İşte, A.A.' nın 14 yaşındaki erkek kardeşi M.A. da, F.K.' nin 17 yaşındaki kız kardeşi H.K. ile evlendirilmiş. Böyle, baş harfli çocuklar onlar. Baş harfleriyle devlet, kanun ve tarafımızca korunuyorlar! M.A. daha 14'ünde evlenmek istemez, öğretmen olmak, ileride sevdiği kızla evlenmek istermiş. F. K.' nin hayalleri varmış; hepsi suya düşmüş. 25'ine dek evlenmek istemezmiş. Baş harfleri yetmemiş hayallere, isteklere. Düşler, çok düşünülmesin, hemen suya düşsün diyedir ya.
Bu " Başharf çocuklar", onları ölüm ile hayat arasında seçime zorlayan büyüklerden daha olgun; keşke olmasaymış deseler de, neden böyle yaptıklarını, kan dökülmemesi için fedakarlıkta bulunduklarını, başka canları korumak için kendi gönüllerini acıttıklarını, kaderlerini kırdıklarını biliyorlar. Birbirlerini suçlamıyor, birlikte boyun eğdiklerini söyleyebiliyorlar. O yüzdendir demem; İnadına birbirlerini sayabilir, sevebilirler. 25'ine geldiğinde H.K., yeni başharfleriyle H.A. yani; o gün 22'sinde olacak M.A. ona imkanlarınca bir düğün, en azından düğün gibi bir gün armağan edebilir. Bilmem, kendisi okul yolunun neresinden eve dönmüştür ama, H.K. belki M.A.' nın yürüyüşüne eşlik edebilir. İttirseler, kaktırsalar da büyükler, çocuk için sabırla bekleyebilir; önce birbirlerini büyütebilirler. İnadına öğretmen çıkabilir M.A. İnadına, karısını hep sevgili görüp ona sevgili olabilir; inadına berdeli aşkla utandırabilir. Sevgi zaten biraz da, insanın insana olanca hoyratlığına inat değil midir?
Töreye, berdele hakikaten kızan, cahil buldukları ailelerin çocukları ölüme yahut esarete yollamasına köpüren daha münevver, daha moderen, daha medeni büyüklerimize şu haberi de ileterek bitireyim: Anadolu'nun çeşitli yörelerinde, ailelerinin borcu, icra takibi, hacizlik hali yüzünden, çocuklar, hem de okullarda, bir nevi "ele geçirilip" sorguya çekiliyormuş; duydunuz mu hiç? Çocuklara dayatılan berdel ile bedel arasında bazen sadece bir r kadar fark olabiliyor; bunca tekamüle, medeniyete, ciddiyete, demokratik hukukçu devlete rağmen. İnadına yapılacaklar bir değil ki!
|