Sanat dünyasından evlilik haberleri
Nihayet 10. İstanbul Bienali'nin kavramsal çerçevesi açıklandı. Hou Hanru, basın toplantısında dinleyicileri hayli şaşırttı. Bienal gibi büyük bir sergi yapmayı, cinsel münasebette bulunmaya benzetti. Bununla da yetinmedi. İlişkinin sonunda hamile kalınıp kalınmayacağının önemini ifade etti. Bebeğin kız mı, erkek mi olup olmadığının da sergi yapmanın bir parçası olduğunu, bebeğin büyüdükten sonra okul masraflarını da işin içine kattı. Bu olağanüstü sürreal benzetmesiyle hayli kahkaha topladı. Hou Hanru, basın toplantısından sonra soluğu, Cavit Bey'in Asmalı Meyhanesi'nde aldı. Yemekte rakı içmesi gözümden kaçmadı elbette... Bir de telaşı vardı... Ertesi gün hamama gitmek istiyordu. Bu küratörler ve hamam tutkuları her seferinde dikkatimi çekiyor. Bay Hanru'ya Çemberlitaş'ı tavsiye ettim. Sonra da Sultan Pub'da kafa çekmesini tembihledim. Belgrad yorgunluğu üzerine bir de İstanbul Bienali heyecanı geldi. Belgrad'da Hotel Majestik'teki odamın karşısında ünlü feminist sanatçı Marina Ambramoviç kalıyordu. 47. Ekim Salonu'na gelen herkes, Marina'nın kendisinden 25 yaş küçük sevgilisiyle evlendiğini konuşuyordu. Mario Rizzi'den duydum, "Nasıl elimde tutucağım bu kadar küçük çocuğu?" diyormuş. Bir başka izdivaç haberi de Londra'dan. Jüri özel ödülü ona verildi de öyle işittim... Sam-Taylor Wood da galericisi Jay Jopling'le evlenmiş, bilmiyordum. Belgrad'taki jürinin ona ödül vermesini de son derece lüzumsuz buldum. Bunu da belirtmeliyim. Bu arada Ömer Koç da sergideydi. Size daha önce de yazmıştım. O da bir güncel sanat dostu. Hiçbir sergiyi kaçırmadığı gözümden kaçmıyor. Elinde koca sergi katalogu Belgrad sokaklarında tutkuyla koşturuyordu. Bu arada Bonami'nin ayın sonunda yapacağı 'Boğaz'dan Sanat' sergisi, dar bütçesi nedeniyle sanatçıları zor duruma sokuyormuş. Bonami'ye yakıştıramadım doğrusu... Boğaz'dan sanat yapmak kolay mı?
|