| |
|
|
Kan davası
Malazgirt'te 2 aşiret var. Biri "Hasenan." Diğeri "Malbat." 2 aşiret, 2 komşu köyde yerleşik. Bir gün 13 yaşında bir çoban, tarlada koyun otlatıyor. Bitişik tarlada da 24 yaşında bir genç, tarlaya tohum ekiyor. İkisi de "farklı aşiretlerden."
24 yaşındaki genç, "çocuk yaştaki çobanın" yanına geliyor: -Koyunlarını al ve git. -Neden, bu tarla bizim. Koyun olan yere kuşlar üşüşüyor... Onların pisliğini eşelemek için... Ama gelen kuşlar, bizim tarlaya da gelip, daha yeni ektiğim tohumları yiyor... Onun için sen git. -Gitmem, koyunları otlatacağım. Sonuç: 24 yaşındaki genç, 13 yaşındaki çobanı dövüyor.
"Çocuk çoban" ağzı, burnu kan içinde köyüne dönüyor. Hemen "abileri" etrafını sarıyorlar: -Ne oldi? -Felankeşin oğli beni dövdi. Aile meclisi toplanıyor. Ve ertesi gün "küçük çobana tokat atan aileden Nuri Kaya vuruluyor."
Artık "kan davası" başlamıştır. Gerisini "ombudsman Sait" ten dinleyelim: -Ertesi gece obir taraftan 9 adam vuruldi... Kan davasi 6 sene sürdi... Karşılıklı 8 köy yakıldi... Toplam 21 adam vuruldi... 2 jandarma eri şehit oldi... 9 kişi yaralandi... Bir kısmi felç... 120 insan hapse düşti.
Sait Şanlı işi gücü bırakıp bir gün "taraflardan birine" gitmiş, ertesi gün "diğerine." Tam 6 yıl dil dökmüş. Bazen giderken yanına bir "din adamını" da almış. Adeta yalvarmış: *Kan davasından biz çok çektik, siz çekmeyin. *Biz çok mağdur olduk siz olmayın. *Geceleri korkudan uyuyamıyorsunuz. Ekonominiz çöktü, fakirleştiniz... Psikolojiniz bozuldu. *Evlerinizde huzur, güven kalmadı. *Gelin uzatmayın. *Bir öldü, bunu iki yapmayın... Ey anne, çocuğun vuruldu, için yanıyor... Bak ben de ağlıyorum... Giden gelmiyor.
Sait Şanlı: -Çok zor oldi ama 2 tarafi barıştirdim.
|