|
|
|
|
|
|
Aynur kaderine razı gelen, susan, asla savaşmayan bir karakter...
Aliye'de Aynur'u canlandıran Elif Sümbül Sert'in hayali, Charlie'nin Melekleri'ndeki gibi aksiyon dozu yüksek bir rol... Sert: "Oynayacağım karakter silah kullansın, motoruna atlasın, erkeksi olsun, vücut çalışsın".
atv'nin sevilen dizisi Aliye'de, yıllar önce Sinan ve İkbal tarafından incitilen, dizinin 'kaderine en razı gelen' karakteri Aynur'u, Elif Sümbül Sert canlandırıyor. Mimar Sinan Üniversitesi Tiyatro Bölümü mezunu olan oyuncu Türkiye'de artık Aynur gibi kadınların olmadığını söylüyor ve "Nice kadınlar görüyoruz törelere karşı gelen, hatta canıyla ödeyen... Bu tarz kadınlar en azından onu üzen o insanın ardından bağırıyorlar, küfrediyorlar, Aynur onu da göstermiyor" diyor. En büyük hayalinin aksiyon ağırlıklı bir rolde oynamak olduğunu söyleyen 1982 doğumlu oyuncu dizide oynadığı karakterden çok daha genç ve güzel...
AYNUR GİBİ KADINLAR KALMADI * Konservatuardan mezun olur olmaz Aliye gibi bir yapımın içinde yer almayı nasıl başardın? Tamamen şans. Ne ilişkiler, ne konservatuvarın yıldızı olmak, yok öyle bir şey. Ben içgüdülerimi dinledim. O dönem başka bir yerden daha iyi ücretli ve daha büyük başka bir rol daha teklif edilmişti. Büyüklerimi dinledim. Aynur önceden küçücük bir roldü ama sonradan arttı.
* Aynur aslında sosyal mesajları olan da bir rol. Türkiye'de de bu konumda olan çok fazla kadın var. Ne düşünüyorsun bu konuda? Bir oyuncu olarak mesaj kaygısı benim önceliklerimden değildir. Ben daha çok kaderine razı gelen, susan, itiraz etmeyen kısmına, savaşmayan kısmına takılmıştım Aynur'un. Ben buna katılıyor muyum asla katılmıyorum. Bizim de anlatmak istediğimiz bu. Asıl gösterilmesi, öğretilmesi gereken Aliye, Aynur ise tam tersi...
* Aynur Türkiye'de olanı, Aliye ise olması gerekeni gösteriyor gibi... Evet yakın. Ama ben inanmıyorum artık Aynur gibi kadınların olduğuna. Karakterle ilgili bir şey bu. Nice insanlar görüyoruz törelere bile karşı gelen, icabında canıyla bedelini ödeyen. Bu tarz kadınlar en azından onu üzen o insanın ardından bağırıyorlar, küfrediyorlar. Aynur onu da göstermiyor. Verdiği tek tepki "Benim insan olduğumu bilmedi" şeklinde. Çok hayal ürünü Aynur. Ayrıca adam gelmiş, kafana silah dayamamış sonuçta, evleneceğiz demiş olabilir, hayat bu sonra vazgeçmiş... Yapmasaymış, neyine güvenmiş.
* Hayatını mahvetmiş bir insan sence affedilebilir mi? Affedilir. Bir an geliyor ölümlü dünya diye düşündüğün... 60-70 yaşını düşündüğün zaman, bakıyorsun hayata, neyin değeri kalmış ki, o zaman çok komik geliyor bütün kavgalar, savaşlar... Böyle bir düşüncenin üzerine gelip affet beni de diyorsa affedilir.
ALİYE, SİNAN'A DÖNSÜN! * Yarın Aliye bitiyor... Neler olacak son bölümde? Herkes iki şey bekliyor. Ya evet ya hayır. Ben bu klasik düşünceye de karşıyım. Belki evlenmeyecekler, birlikte yaşayacaklar ya da birbirlerini yeniden tanımak isteyecekler, belki tatile çıkacaklar. Belli mi olur, ama hikâye öğretici bir hikâye. Ve tabii ki olumlu bir yere gidecek.
* Sence Aliye, Sinan'a dönmeli mi, dönmemeli mi? Çabaları boşa mı gitsin? Ben isterim ki dönsün çok yakışıyorlar, çocukları var, Deniz de gitti zaten. Aliye'nin kafası başka yerlerde. O öncelikle iyi bir anne olmak, iyi bir iş kadını olmak, kadınlara yardım etmek derdinde. Ben motoruma atlayıp, dünyayı gezeyim, yakışıklı bir adama aşık olayım gibi bir derdi yok. Dönerse tepki alır. Bir çok kadın için idol çünkü.
* Sen nasıl erkeklerden hoşlanıyorsun? "No man no cry..." Ben erkeklerden genel anlamda hoşlanmıyorum. (gülüyor) Almayayım, alana da mani olmayayım. Şaka bir yana bana benzeyen erkeklerden hoşlanıyorum. Şekilci değilim. Hatta çirkin adam severim. Çok mükemmel adam hoşuma gitmez. Çok kültürlü, çok yakışıklı, çok kibar, yok. Beni bozar. Bir tarafı kör topal olsun. (gülüyor)
* Bu sezon Şöhret'te Simge rolünü oynuyorsun... Simge hakkında fazla veri veremem. Hakan'ın sağ kolu, ona karşı platonik duyguları var. Kıskançlık oyununda bir piyon. Ama kafamda hâlâ kurcalıyorum. Çünkü Simge'nin hayallerini, acılarını bilmiyorum. Aynur benim elime ilk geldiğinde küçücük bir paketti ama paketi açtıkça içinden başka paketler çıktı. Simge daha kapalı.
* Hep yan rollerde görüyoruz seni... Başrolde oynamak gibi bir derdin yok mu? Yok. Karakteri nerden aldığın ne kadar büyüttüğün ne kadar sunduğun önemli. Arkada ağaç ol olabiliyorsan ol, ne güzel. Benim için önemli olan bir şey olabilmek. Şu Oscar'ı alayım, şu başrolü oynayayım şu kadar parayı kazanayım, değil. Mesleğimde geleceğim yer öyle bir yer olsun ki bir şey söylüyorsam, söylediğim şey dinlensin.
* Neleri eleştiriyorsun bu sektörle ilgili? Bizim sektörde ya iyi karakter var ya kötü karakter, ya zengin çocuk ya fakir çocuk, ya güzel kız ya çirkin. Gerçek hayatı yansıtmıyor bunlar. Kimse yüzde yüz iyi ya da yüzde yüz kötü değil. Hep hâlâ şuna gülünüyor: 'Senin annen bir melekti yavrum.' Hâlâ böyle şöylerin peşinden gidiliyor. Jön için 1.80 boyunda, ekranda karizmatik duran tipler aranıyor. Bunlar standart şeyler, hayat hiç standart olabilir mi?
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|