|
|
İmam böyle yaparsa, halk ne eylesin?
Ünlü halk deyişini burada tekrarlamak niyetinde değilim. Ama perşembe sabahı Dobra Dobra programında Zekeriya Beyaz ile İsmail Nacar'ın düzey yoksunu atışmalarını izlerken, kafamda hep o deyiş dönüp, durdu... İlknur Soydaş ve Prof. Dr. Zekeriya Beyaz'ın konuk olduğu programda fitili ilk ateşleyen Beyaz Hoca oldu. Hocamız, İsmail Nacar'ı "şarlatanlıkla prim yapmakla" suçladı. Bunun üzerine telefon bağlantısıyla programa katılan İsmail Nacar da açtı ağzını yumdu gözünü. Nacar, Beyaz Hoca'ya "Allah senin canını nerede alınacağını biliyor da, ben şimdi seni mahkemeye vereceğim. Sen bunun cevabını alacaksın. Hiç merak etme" dedi. Nacar, Beyaz'ın kendisine iftira attığı için ceza aldığını iddia edince, Zekeriya Beyaz iyice hiddetlendi ve söylediği her şeyi belgeleyebileceğini, bunları basıp, ücretsiz dağıtabileceğini belirtti. Beyaz, Nacar'ın İran ve Hizbullah yanlısı olduğunu, İran Özel sayısı basarak ücretsiz dağıttığını, bunun finansmanının da İran tarafından karşılandığını, bir yazısında "Allah canımı İran'da alsın" dediği yönündeki suçlamalarını tekrarlayınca ortam iyice gerildi. Nacar, Beyaz'ın bu sözleri üzerine yeniden dava açacağını açıkladı. Bense içimden "İyi ki stüdyoda bir arada değillerdi. Yoksa birbirlerine yumruk yumruğa saldırabilirlerdi" diye düşünmekten kendimi alamadım. Şimdi soruyorum: Din ve ahlak öncelikle insanlara hoşgörüyü, sağduyuyu öğretmez mi? Peki benim ekranda izlediğim ve mübarek günde, oruçlu ağızlarıyla birbirlerine söylemediklerini bırakmayan kişiler ulema değil miydi?.. Peki ya üç gün önce Pişşti programında "Oruçluyken ses yükselterek insanları azarlamak caiz değildir" diyen Beyaz Hoca'nın ta kendisi değil mi? Din alimleri böyle yaparsa, halkı yaptıklarından kim sorumlu tutabilirdi ki?
|