|
|
Kahramanlık nutkuyla gelen ağır hezimet
1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı'nda "Biz Anadolu'ya 400 kişiyle geldik. Yine 400 kişi kalana kadar savaşırız" diye nutuklar atıldı. Devletin gücüne bakılmadan defalarca mağlup olduğumuz Rusya ile boy ölçülmeye kalkışıldı. Sonuç....
Osmanlı İmparatorluğu, 1711 Prut Meydan Muharebesi'nden sonra Rusya ile girdiği bütün savaşları kaybetti. 18531856 Kırım Savaşı'nda ise İngiltere ve Fransa'nın desteğiyle 140 yıl sonra bir kez daha Rusya karşısında başarılı oldu. Bu savaşın da ilk yıllarında durum kötüye giderken, devreye İngiltere ve Fransa'nın girmesiyle feci bir mağlubiyetten kurtulmuştuk.
RUS PROPAGANDASI Kırım Savaşı'ndan sonra Osmanlı İmparatorluğu yerinde sayarken Rusya askeri gücünü daha da artırdı. Rusya, 1856'da Türkiye ve müttefikleriyle imzaladığı Paris Antlaşması'nın kendi aleyhindeki hükümlerinden Almanya'nın 1870'te Fransa'yı mağlup etmesi üzerine değişen Avrupa dengelerinden faydalanarak kurtuldu. Ardından Osmanlılara karşı Balkanlar'daki milletleri silahlandırıp, isyana teşvik etti. 1876 Bulgar isyanında Türkler'in binlerce Bulgar'ı katlettiği propagandasını yaparak, dış borçlarını ödemediği için Avrupa kamuoyunda aleyhinde olumsuz hava esen Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa siyasetinde iyice yalnız kalmasını sağladı. Rusya, daha sonra Sırbistan ve Karadağ'ı Osmanlılar'a karşı savaşa teşvik etti. Osmanlı ordusunun Sırplar'ı mağlup etmesi üzerine, duruma bir çözüm bulmak üzere İstanbul'da İngiltere, Fransa, Rusya, Almanya, Avusturya, İtalya ve Osmanlı İmparatorluğu'nun iştirakiyle bir konferans düzenlendi ancak imparatorluğun bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne aykırı istekler sebebiyle bir anlaşma sağlanamadı. İstanbul Konferansı'nın toplandığı sırada Birinci Meşrutiyet ilan edilerek, toplantıdan Osmanlı lehine bir sonuç çıkarılmak istenmiş fakat Avrupa devletleri Osmanlı devlet adamlarının bu hamlesine itibar etmemişlerdi.
KAHRAMANLIK NUTUKLARI İngiltere baş delegesi Salisbury, İkinci Abdulhamid'e bir defasında mektupla, bir defasında da huzuruna çıkarak Ruslar'ın savaşa gireceklerini, Osmanlılar'ın hazırlıksız ve müttefiksiz olduğunu, bu durumu dikkate alarak hareket etmelerini önermişti. Salisbury, kongre kararları kabul edilmezse delegelerin İstanbul'u terk edeceklerini de söylemişti. İkinci Abdulhamid'e, bu hadise üzerine devlet adamlarını saraya çağırıp, durumu müzakere etmelerini istedi. Müzakerenin sonunda Midhat Paşa, "Bu tekliflere karşı savaşmak için askerin gücüne bakılmaz. Biz Anadolu'ya 400 kişi ile geldik. Yine 400 kişi kalıncaya kadar savaşırız" diye bir nutuk attı. Sadrazam Midhat Paşa'nın yanı sıra Serasker Redif Paşa ve Mahmud Celaleddin Paşa da savaş taraftarıydı. Osmanlı tarihçiliğinin en önemli ismi Cevdet Paşa, bu hadiseyi "Midhat Paşa tüfeği doldurdu. Mahmud Celaleddin Paşa üst tetiği çıkardı. Redif Paşa ateş etti" şeklinde anlatır. Osmanlı İmparatorluğu gerek askeri teçhizat açısından, gerekse eğitimli asker açısından savaşa hazır değildi. Askeri malzeme bakımından önemli ölçüde dışa bağımlıydı. Osmanlı donanmasının gemilerinin iyi durumda olmasına karşılık, yeterli eğitime sahip üst düzey subayları yoktu. Heyecanlı konuşmalar yapılırken bunlar hiç düşünülmemişti. Konferansa katılan devletler, İstanbul'da bir çözüm yolu bulunamaması üzerine Londra'da toplanarak, 31 Mart 1877'de Londra Protokolü'nü imzaladılar. Osmanlı İmparatorluğu, İstanbul Konferansı'ndaki tekliflerin hemen hemen aynısı olan bu kararları, reddetti. Belki Karadağ'a biraz toprak verilip, ıslahat çalışmaları yapılarak barış sağlanabilirdi. Ancak Osmanlı hükümeti ve Meclisi Mebusan toprak vermeyi kabul etmemişti. Bunun üzerine harekete geçen Rusya, Avrupa hukukunu ve imparatorluktaki Hıristiyanlar'ı savunma iddiasıyla 24 Nisan 1877'de Osmanlı İmparatorluğu'na savaş açtı.
RUS ORDULARI YEŞİLKÖY'DE 1877-1878 savaşında Ruslar karşısında büyük bir hezimete uğradık. Rus orduları Yeşilköy'e kadar geldi. Osmanlı İmparatorluğu, savaşın ardından Ayastefanos, daha sonra da Berlin Antlaşması'nı imzalandı. İmparatorluk önemli miktarda toprak kaybının yanı sıra, Rusya'ya ödemek zorunda kaldığı savaş tazminatı sebebiyle büyük bir maddi yük altına girdi. Ayastefanos Antlaşması'nın ağır hükümlerinden kurtulmak için Kıbrıs'ı İngiltere'ye bıraktık. Bir süre sonra da durumdan istifade eden Fransa 1881'de Tunus'u işgal etti. Bu savaş yüzünden ilk meclisimiz de kapandı. Meclisi Mebusan'ın kapatılmasıyla, her ne kadar resmi olarak kaldırılmamış olsa da, Meşrutiyet filizlenmeden sona erdi. 93 Harbi'nin başlangıcında ve sonrasında İkinci Abdülhamid karar mekanizmasına hâkim değildi. Bir daha benzer yanılgılara düşmemek için bütün devlet işlerini Yıldız Sarayı'na taşıdı. Ruslar planlı olarak Tuna bölgesindeki Türkleri, bu bölgelerden göçettirmek için baskı ve katliam yapmışlardı. Bu yüzden, Balkanlar'daki Türk nüfusunun önemli bir bölümü asırlardır yaşadığı toprakları terk ederek Anadolu'ya yerleşti.
|