|
Ben öğretmenim ve sigara tiryakisiyim. Antalya'da yaşıyorum. Oruçlu iken sinirlerime hâkim olamıyor, insanları kırıyorum. Hava sıcak olduğu için 3. ders saatinden sonra ders anlatmakta zorlanıyorum. Ağzım dilim kuruyor, derslerdeki verim düşüyor. Öğrencilere olan tavrım elimde olmadan son derece kırıcı oluyor. Sonra çok üzülüyorum... Tutmayayım diyorum ama vicdanım rahat etmiyor. Tutunca da insanları üzüyorum. İkilem içindeyim.
Size, sizin yaşadıklarınızın benzerini yaşamış birisinden dinlediklerimi aktarayım: "Yöneticisi olduğum bir inşaat şantiyesinde bir Ramazan günü, bir çalışanımı fena halde azarladım. Adam boynunu büktü ve çıktı gitti. Yanımda bulunan arkadaşım, 'sen ne yaptın' dedi, 'Orucunu adama hediye ettin'. O anda adamın kalbini kırdığımı ve yine o anda orucumu kimselere hediye edecek kadar zengin ve cömert olmadığımı fark ettim. Aradan uzun yıllar, birçok Ramazanlar geçti. Sinirlenecek ve insanları kıracak pek çok olayla karşılaştım, ama hep o günü, oruç bahanesine sığınarak bir insanın kalbini kırdığım günü hatırladım ve kendi kendime 'Ben oruçluyum' dedim. O gün bu gündür orucumu kimselere kaptırmadım."
"Ben oruçluyum!" Siz, yazdığınıza göre acıktığımız zaman oruçlu olduğumuzu hatırlayıp kendinizi tutuyorsunuz, en sıcak yaz günlerinde, dilinizdamağınız kurumuşken, buz gibi suların karşısında başınızı çevirebiliyorsunuz, sizin o gücünüz varsa, sinirlenecek bir olay karşısında da kendinize hakim olacak gücünüz var demektir. Yeter ki o an hatırlayın ve diyebilin ki: "Ben oruçluyum!"
Oruç tutmak sadece yemek ve içmek isteğimize hakim olmak değildir. Her şeyi ile nefsimize hakim olmaktır. Bütün duyularımız ve duygularımızla oruç tutmalıyız, yani sinirlerimize de oruç tutturmalıyız. Bu iradeyi asla gösteremeyeceğinize inanıyorsanız, o zaman fidye verebilirsiniz. Fakat fidye vermek orucun sadece açlık ve susuzluk yanını karşılar, diğer yanlarını siz oruçsuzken de uygulamak zorundasınız, Ramazan dışındaki günlerde de kimseyi kırmanız caiz değildir. Biraz daha gayret, derim.
Recep, Ramazan ve Şaban aylarında üç baş, üç orta, üç son oruç tutma geleneği var. Bunun temeli nereye dayanır?
Bu, hiç oruç tutma alışkanlığı olmayanları oruca alıştırmak için bir kolaylıktır. Yoksa üç gün tutmakla 29 günlük oruç karşılanmış olur mu hiç? Özellikle çocuklara böyle oruç tutturulur, önüne bir sıfır koyarsın, otuz olur, denir. Orucu tutmayanın hiçbir mazereti yoksa, daha sonra tutmak üzere borçlanır. Mazereti varsa, geçici de değilse, fidye verir, fidye verecek durumu da yoksa halini Allah'a arz eder, af diler, orucun aç ve susuz kalma dışındaki inceliklerini yerine getirir, mütevazı, şefkatli, temiz bir insan olmanın antrenmanını yapar. Zaten böyle bir insansa bu yolda devam eder, ne mutlu ona derim.
Oruç tutmayan kişi teravih namazı kılabilir mi? Teravih namazını kendi başıma camiye gitmeden evde kılabilir miyim? Kadınlar evde toplanıp aralarından birini imam seçerek teravih namazı kılabilir mi?
Elbette, oruç ve Teravih Namazı Ramazan ayını dolduran ayrı güzellikte ibadetler, fakat birbirlerinin olmazsa olmazı değiller. Birini yapamayan diğerini de yapmaz, denilemez. Hangisine gücü yetiyorsa kişi o ibadeti yapar, birini veya diğerini veya her ikisini. Kadınlar evde toplanarak, kendi aralarında bir kişiyi imam seçerek Teravih namazı kılabilirler elbette. İmamlık yapacak olan kadın cemaatinin önünde ve ortasında, bir adım önde durur ve namazı kıldırır. Bize düşen Allah kabul etsin, demektir.
Düğünüm Ramazan ayına geliyor diye erteledik. Ramazan ayında düğün yapılmaz dediler. Dinen sakıncası var mı?
Ramazanda düğün yapmanın dinen hiçbir sakıncası yoktur.
Ramazan öncesinde sigarayı bırakmak için akupunktur tedavisine başladım. Tedavi devam ediyor. Orucum kabul olur mu?
Akupunktur iğne batırılması ile yapılan bir tedavi, iğneler yolu ile gıda verilen bir tedavi değil. Bu sebeple orucunuz bozulmaz.
|
