|
 |
 |
 |
Aldatılmamak için evlenmek istiyorum
Hayatta özendiği tek aşkın anneannesi ve dedesinin aşkı olduğunu söyleyen Petek Dinçöz, yedi yıllık sevgilisi Can Tanrıyar ile ilişkisini artık rayına oturtmak istiyor. Dinçöz Marie Claire'e açıkladı: Aldatılmamak için kendimi garantiye almak, evlilik cüzdanıma kavuşmak istiyorum.
Türkiye'nin en genç assolisti Petek Dinçöz henüz hayat yolunun başında olmasına rağmen hayallerinin birçoğunu gerçekleştirmiş biri. Yaklaşık beş buçuk yıldır sahnelerin tozunu yutuyor. Günay'da sahne aldığı ilk geceden bahsederken, "Sahneye öğüre öğüre çıktım. Kuliste Bülent Ersoy, Gülben Ergen ve Ebru Gündeş vardı. Üstatların önünde şarkı okuyacak, ya vezir ya da rezil olacaktım. Bu büyük sınavı atlattım" diyor. Maksim'de sahneye çıkan son assolist olmanın da gururunu taşıyan Dinçöz, "Sahnede hürüm. Hem çatlak, hem akıllı, hem şımarık hem de çocuğum" diye konuşuyor.
'PETEK BEBEK' GELİYOR
Yabancı dilde albüm çıkarmak isteyen Dinçöz, şu sıralar harıl harıl İngilizce dersleri alıyor. Bugünlerdeki en büyük heyecanı ise yakında satışa sunulacak olan bebekleri. 'Petek Bebek' adıyla piyasaya sürülecek olan bu bebeklerin satışından elde edilecek gelir, eğitime ve kimsesiz çocuklara aktarılacak. Böylece ileride bir çocuk yuvası kurmayı hedefleyen Dinçöz, minik hayranlarının yüzünü güldürmüş olacak. Petek Dinçöz, "Geçmişin Filiz Akın'ı, Türkan Şoray'ı gibi olacağım. Adım sansasyonlara karışmadan yaşlanacağım" diye konuşuyor. Yedi yıldır Can Tanrıyar ile birlikte olan genç assolist, yakında evlenip hem anne hem de evinin reisi olmak istediğini dile getiriyor. İşte Petek Dinçöz'ün Maire Claire dergisine yaptığı samimi itiraflar...
MEGALOMAN DEĞİLİM
* İlk günden bu yana hiç değişmedim. Gün geçtikçe müziği, çalışmayı daha çok seviyorum. 'Foolish Kazanova'yı söylediğimde köşe yazarları 'Böyle şarkı olur mu' diye benimle dalga geçti. Ama iki gün sonra kendi çocukları bu şarkıyı söylemeye başladı. Onlara benim yerime çocuklar cevap verdi. Türkiye'de kimse İngilizce şarkı yapmadı, ben yaptım.  Üstüne de gitmedim ben yaptım diye. Megaloman biri değilim...
* Benim keşkelerim can acıtacak büyük hatalar değil. Sadece arada sırada yaptığım espriler beni sıkıyor. Bir 'anne-teyze' dedik mesela. Aman Allah! Bu tarz şeyler yok artık. Çok kadın beni kolumdan tuttu, "Aman kızım sana yakışmıyor, aman sen bu kadınlara uyma" dedi. Büyük sözü dinliyorum. Artık ağzımı kapadım.
* Yedi yıldır Can Tanrıyar'la birlikteyiz. Artık anne olmak istiyorum. Ona ocak ayına kadar mühlet verdim. Yeni yıla kadar Can Bey'le evlendik evlendik. Evlenmedik; tak sepeti koluna herkes kendi yoluna. Evlilik delisi değilim, yanlış anlaşılmasın ama bir yedi yıl daha mı geçsin böyle?
* Geceleri dışarı çıkmaktan nefret ediyorum. Can Bey bunun ayrılma nedeni olacağını söylemişti bana. Ben güneş doğana kadar oradan oraya turlamaktan hoşlanmıyorum. Uykuyu seven bir insanım, içki sevmem. Sigarayı da bıraktım. Gece kulüplerindeki o havayı teneffüs etmek hoşuma gitmiyor. Can haftanın yedi günü çıkıyordu. Üç yıl uğraştım. Ben de onunla gittim, masalarda uyukladım. Sonunda, "Ya haftanın bir iki gecesini gezmelere ayır ya da bitsin bu ilişki" dedim. O da kabul etti teklifimi.
SÖZLEŞME İMZALATACAĞIM
* Kadınlar çok çabuk çöküyor. Ben de aldatılmamak için kendimi garantiye almak, erkenden evlilik cüzdanıma kavuşmak istiyorum. Avukatım Ömer Durak'la bir sözleşme hazırladık. Amacım sadece aldatmayla ilgili. Kocası gezip tozacak, kadın evde bekleyecek. Bununla yaşamak istemediğim için Ömer Durak'la kapı gibi bir sözleşmeyi Can Tanrıyar'a imzalattıracağız. Kabul ederse eder, yoksa ona 'bye bye' derim.
* Benim annem babam ayrıydı. Çocuğumun annesini ve babasını  aynı çatı içinde görmesini istiyorum. O yüzden sözleşme yapmayı düşünüyorum. Her kadın bu sözleşmeyi yaptırmalı. Evlendikten sonra önceden eve sekizde gelen adam, sabah dörtte gelmeye başlar. Ben anneannemle dedemin aşkı gibi bir şey istiyorum Can Bey'le. Kaç yıllık evliler; dedem anneannemden 'Allah' dedi mi korkar. Dışarıda aslandır, evde kedi. Can Bey de dışarıda aslan olsun, evde kedi... Çok da havaya sokuyorum ben bu adamı. Yaptığım röportajlarda o kadar çok, 'Can Bey' diyorum ki; bir playboy yarattım.
* Çapkınlık erkeklerin ağızlarındadır. İşin ilk başlarında bunu görmüyorsun. "Ay yapar mı acaba?" diyorsun. Ama yedi yıllık bir ilişki olunca, "Hadi ya" diyorsun. Ama bir gün bir şokla karşılaşabilirsin. Bu yüzden her zaman her şeyin planını yapacaksın. Ben bir ödül koydum. Can Bey'i çapkınlık yaparken yakalayana hemen 30 bin dolar verilecektir. "Kendine güvenen bir kadın 30 bin dolar verir mi?" diyorlar. Can da şimdi bir Richard Gere, George Clooney değil yani. Ama seven kadın böyledir. Maalesef diğer kadınlara da, 'sahipli erkek' daha cazip gelir.
* Bizim camiada arkadaşlık kurmak çok zor. Çok fazla kıskançlık var, kimseye güvenim yok. Ben bir tek köpeklerime, çocuklara ve büyüklerime güvenirim. İnsanın en iyi arkadaşı çocukluk arkadaşı... Bazen iyi bir arkadaşın eksikliğini duyuyorum. Baktım ki, moralim çok bozuk; aynanın karşısına geçip karşımdaki başka biriymiş gibi tüm dertlerimi kendime anlatıyorum. İnsan kendi kendinin psikoloğu olmalı. Anneannemle çok dertleşirim. Yaşı büyük insanlarla sohbet etmeyi seviyorum. Onlardan kibrit çöpü kadar akıl alsam kâr.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
