|
|
Hayatta kalmasanız da olur!
Merakla beklenen Türk-Yunan Survivor, Show TV ekranlarında izleyicisiyle buluştu. Bu program için 'Ege'nin sularını ısıtacak' öngörüsünde bulunmuştum. Yanılmışım. Isıtacak değil, 'fokur fokur kaynatacak' olmalıydı... İki komşu ülkenin gençlerinin yarışmasına, rekabetine itirazım yok. Ama bu yarışmanın 'düşmanlık, kin, nefret, intikam' eksenli bir kör dövüşü şeklinde ekrana getirilmesine karşıyım. Yunan yarışmacı Pantelas diyor ki; "Bu yarışmayı bir Türk kazanırsa, yeni Mustafa Kemal olur! Buna izin veremeyiz!" Yannis fanatik, Yoanna tam bir Türk düşmanı... "Türkler kazanırsa, ülkeye hangi yüzle döneceğiz?" diyorlar. Eh, bizim gençlerin rakiplerine yaklaşımları da onlardan pek farklı değil. Son yıllarda Yabancı Damat ve benzer yapımlarla birbirine yakınlaşan iki halkın arasına reyting uğruna düşmanlık tohumları serpiliyor gibi... Değer mi? Bu arada Yunan ekibinden Pantelas'ın bir tavuğu, boynunu kırarak öldürmesi, Türk takımından Derya'- nın bir karabatağı yakalayıp, kürekle kafasını uçurması vahşiceydi. Daha da vahşice olan ise bu görüntülerin açık seçik yayınlanmasıydı. (Karabatak sahnesinde mozaikleme efekti çok gecikti.) Tamam, Allah kimseyi açlıkla ıslah etmesin. Kesin kanaate varmak için o adadaki şartları birebir yaşamak lâzım. Peki ya, daha kampa gitmeden, Panama'daki sahil kasabasında alışveriş yapıldığı sırada paraları kalmadığı için ahalinin evlerini yağmalayan yarışmacılara ne demeli? İpteki çamaşırları çalan Türkler ile tavuk hırsızlığı yapmaya çalışan Yunan gençleri korkarım 52 günlük mücadelenin sonlarına doğru birbirlerini öldürüp, yemeye de kalkarlar... Belli ki bu yarışma iyi reyting alacak. Ama bu puanların karşılığında insanlıktan, dostluktan, barıştan yana ciddi bir kaybımız olacak...
|