|
|
'Okumakla olmuyor'
Yeni bir tür köşe yazarı var. Ben onların saldırısına maruz kalıyorum. Ama bu benim için ilk değil. Daha beş yaşındayken de bu tip bir köşe yazarı saldırısına maruz kalmıştım. Yan dairemizde oturan Nezahat Hanım vardı. Camın kenarına bir minder koyar, bütün gün dışarı bakıp gelen giden hakkında kendince yorumlar yapardı köşesinden. Beni ilk gördüğünde 'Ne güzel gözlerin var senin, ne renk öyle?' dediğinde, arkadaşlarım 'Mavi,' deyince, benim Nezahat Hanım'a gözlerimin aslında yeşil olduğunu bir daha anlatmam mümkün olmadı. 'Adın ne?' dedi, 'Biricik,' dedim. Ama o mavi gözlü sarışın bir kızın olsa olsa Brigitte olabileceğine karar verip, yıllar yılı beni 'Brigitte' diye çağırdı, bunu da değiştiremedim... Yeni köşe yazarları da bana Nezahat teyzeyi hatırlatıyor. Tek farkları biraz daha okumuş olmaları galiba. Ama orada da çelişkiye düşüyorum çünkü okudukça insanın daha nazik ve hoşgörülü olması gerekir. Ya bir kitabı eksik okuyorlar ya da düşünmeden, anlamadan okuyorlar. Öyleyse de böyle kitap okuyan insanın, sırtında yük taşıyan eşekten farkı yoktur bence. Bütün bu köşeli arkadaşların köşelerini biraz yuvarlamaları gerek.
|