|
|
'Karım ilişkiyi daha önce biliyordu'
-O gün gazeteyi açtınız ve manşetlerde kendinizi gördünüz. Hem de dayakçı bir başkonsolos olarak. O an neler hissettiniz? Gazetelere mi kızdınız, kendinize mi? - O sabah Bakü'den Dışişleri Bakanlığı'nın toplantısından dönüyorum. Uçaktan indim, arkadaşlarım ellerinde gazetelerle bekliyor. Manşet: Dayakçı konsolos." Görünce şok geçirdim.
- Herkes hata yapar mı dediniz, hatanızı kabullendiniz mi? - Ben bu soruyu cevaplandırmıyorum. Size zaten olanı biteni anlatacağım, her şeyi öğreneceksiniz. İki gün önceye kadar başkonsolostum. Ve sadece kendimi savunuyordum. Artık başkonsolos değilim. Şimdi kendimin, ailemin, çocuklarımın, dostlarımın ve beni sevenlerin şerefini korumak zorundayım. Çok üzüldüm. Ne yapmam gerek, intihar mı etmeliyim? Ben hayatımın en büyük dersini aldım. Hayatımda hiç gaddarlık yapmamıştım ama bundan sonra bu tür insanlara gaddar davranacağım. Elimin tersiyle iteceğim, yaklaştırmayacağım bunları.
- Kendinize "Bütün bunların sorumlusu sensin" mi diyorsunuz, yoksa başkalarını mı suçluyorsunzu? - Benim sorumluluğum bu kadınla mesafemi koruyamamış olmam.
- Sizin bu olayda kabahatli olduğunuz taraf nedir? - Benim bu kadınla böyle bir ilişiye girmemem gerekirdi. Tesadüfi bir ilişkiydi ve hayatımda yaptığım en büyük yanlışlıktı. Bu kadınla beraber olduğum için çok pişmanım ve kendimden utanıyorum. Benim hatam bu oldu. Tanıştığımız günü lanetliyorum.
- Görevinizi kaybetmek mi daha çok koydu, yoksa ailenizi kaybetme ihtimali mi? - Ailemi kaybetme diye bir şey asla yok. Siz zannediyorsunuz ki eşim bunları gazeteden öğrendi. Ben ayrılmaya karar verdikten sonra K.T. eşimi arıyor, ilişkimiz olduğunu anlatıyor. Ailemizde huzur kalmıyor. Tabii ki çok zor günler yaşadık. Şimdi karım bana destek oluyor. Bizim huzurumuz olay basına yansıyınca bozulmadı, çok daha önce bozuldu. Ama artık yeter. Tazminat davası açıyorum.
|