|
|
|
|
|
|
Eşcinselle ahbaplık etmeyi sevmem
Seyfi Dursunoğlu; nam-ı diğer Huysuz Virjin, Esquire'ın eylül sayısına gençliğini, okul yıllarını, yalnızlığını ve Huysuz Virjin'i anlattı: Benim biriyle ahbaplık etmemin şartı dürüstlüktür. Eşcinsellerle ahbaplığı sevmem. Orasını burasını kestirip E-5'e çıkanları kast ediyorum.
* Boğaziçi Lisesi'nde yatılı okurken adım 'beyaz mendil'di. Nedeni de şu... Vapura bindiğimde önce mendilimi açar, öyle otururdum. Çünkü nizamiyeden çıkmadan muayenemiz yapılırdı. Ufacık bir kir varsa üzerinizde, o hafta çıkamazdınız izne. Genç Seyfi Dursunoğlu kibar ve yakışıklıydı. * İki tane zebella gibi ağabeyim var. Mecburen kibar, efendi olacaksın. Bunu öğrenerek büyüdük biz. * Şimdiki delikanlılara bakıyorum da tabanca tüfekle geziyorlar. Ben Beylerbeyi'nde mutaassıp bir ailenin çocuğu olarak geçirdim delikanlılık dönemimi. Bizim zamanımızda şimdi olmayan bir dostluk vardı. Beylerbeyi'nde bize 'Beş S'ler derlerdi. Beş arkadaştık beşimizin de ismi S ile başlardı. Yeni memurluğa başlamıştım o zamanlar. Bir tek ben kendi paramı kazanıyordum onlar baba parası yiyordu. Sonradan her görüştüğümde birinin ölüm haberini alıyordum. En büyükleri bendim oysa ki. Yaşa bakmıyor galiba. Bir ben kaldım. (gülüyor) Ölümden korkmuyorum ama daha yapacak çok şey var. * Hep 'Zeki Müren bekliyor beni yukarıda' diyorum çünkü yukarıda bir kankam yok. Ablam var ama tanınmış biri değil. Onu söyleyince ilginç olmaz. Özal bekliyor desem de olmaz... Öbür tarafa göçtüğümde beni karşılarsa bakarım zayıfladı mı zayıflamadı mı diye! Ki karşılamaz; o star, ben alt kadroyum. * Askerliğimi yedek subay yaptım ben. Tuzla'da acemilik yaptıktan sonra Hadımköy'e gittim. Kura çekiminde Doğu'yu çeken biri ben Hadımköy'ü çekince yanımdan geçerken 'Adamına göre memleket seçiyorlar demek' diye laf atmıştı. 'Hadım' diye hakaret etti yani! Hadımköy'ü çekmişim umurumda mı olur! * Para için değil, sinema yapmak istiyordum. Türker İnanoğlu aradı bir gün. "Sana bir sinema filmi yapmak istiyorum" dedi. "Kimler var alt kadromda" dedim, 'Bülent Ersoy' dedi; alt kadronun ben olduğumu anladım. "Çevirmem bu filmi, ikinci sınıf bir filmde oynamam bana bir film yazın" dedim. İstediğim fazlanın fazlasını verince yapacak bir şeyim kalmadı. * Her işin bir cenderesi var. En serbesti sanatçılar, onda bile kurallar var. memuriyet tabii daha disiplinli ama ben onu biraz yumuşattım. O dönemde pantolona yırtmaç modası vardı. Normal pantolonlarım söküldü, yırtmaç yapıldı. Gözlerini kocaman açıp bakarlardı yaşlı memurlar. Adım 'yırtmaçlı'ya çıkmıştı. O zaman bile asi ruh vardı yani!
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|