|
|
|
|
Rembrandt 400 yaşında
Rembrandt Harmenszoon van Rijn, tüm zamanların en önemli Hollandalı ressamı sayılıyor. Tarihçilerin 'Hollanda Altın Çağı' adını verdikleri dönemde yaşamış olan sanatçının; 600 tablosu, 300 gravürü, 2 bin deseni ve 100 kadar otoportresi bulunuyor.
17. yüzyılın ortalarına doğru Hollanda dünyanın zirvesindedir. Bu küçük ülke, dünyanın tümü ölçeğinde sahip olduğu büyük ticari gücüyle adeta zenginliğin somutlaşmış halidir. Başkent Amsterdam'ın burjuvazisi bu üstünlüğünün farkında olarak, geleceğe intikal etmek üzere sürekli portre yaptırmaktadır. O kadar ki, kentin milis güçlerinden 16 kişilik bir birlik, adam başına ortalama 100 florin ödeyerek, o çağın en büyük ressamı Rembrandt'a bir grup resmi ısmarlar. Kaptan ve muavini biraz daha fazla, diğerleri de duruş yerlerine göre biraz daha az ödeyeceklerdir. Rembrandt'ın 1642-44 yılları arasında resmettiği ve asıl adı Kaptan Frans Banning Cocq'un Milis Birliği olan tablo, Amsterdam tüfekli milislerinin yeni yaptırdıkları Kloveniensdoeden salonu için ısmarlanmıştır. Ancak tablo ortaya çıktığında herkes şaşırır. Kişilerin statik pozlarda sıralandıkları bildik usulün tamamen dışında tasarlanan bu kompozisyon, milis birliğini bir göreve çıkarken, yani hareketli bir şekilde gösteriyordu. Üstelik para ödeyenlerin bazıları geride kalmıştı. Birçoğu memnun kalmadı ve ödeme gecikti.
DUVARI KAPLAYAN RESİM Tablo sonunda salonun duvarına takıldı, ama bu devasa kompozisyonu yerine oturtabilmek için bazı bölümleri kesildi. Sonra Hollanda tarihinin çalkantıları içinde tablo unutuldu, yıprandı. Yeniden bulunduğunda o kadar karanlık ve harap bir haldeydi ki, bunun bir gece sahnesi olduğu sanılarak, tabloya Gece Devriyesi adı verildi. Restorasyon çalışmaları sonuçlandığında, bir avludan gün ışığına çıkan silahlı bir grubun söz konusu olduğu anlaşıldı. Dünyanın en ünlü müzelerinden Amsterdam Rijksmuseum'a taşınan eser, geriye kalan boyutlarıyla (437x363 cm.) bile bir devdir ve müzenin büyük bir salonunun bütün bir duvarını işgal etmektedir. Gece Devriyesi, bugün Mona Lisa ve Sixtine Şapeli freskolarıyla birlikte dünyanın en bilinen üç tablosundan biridir. 'Kendini her türlü kuşkunun üzerinde sayan bir tüccar mafyasının hicvedildiği bu resim' Amsterdam burjuvazisini fena halde sinirlendirmiş ve Rembrandt'ın talihini de tersine döndürmüştür. 1640'ta zengin bir adam olan Rembrandt, bu olaydan sonra borca batmış ve hayatının son 15 yılını mali sorunlarla boğuşarak geçirmiştir. 1632'de yaptığı ilk şaheseri olan Doktor Tulp'un Anatomi Dersi adlı tablosunda, cerrah Tulp'tan bir sipariş almasına rağmen sanatını ortaya koymuş, ama dikkatleri doktorun hareketine yöneltmesi çok eleştiri almıştır. Çünkü insanlar kendilerinin resmedilmesini istemektedirler. Sanat yapayım derken borca batan Rembrandt, l662'de Amsterdam kumaşçılar loncasından aldığı siparişi değerlendirir ve Kumaşçılar Birliği tablosunda, dantel yakalıkları ve siyah elbiseleriyle kumaşçılar loncasının hesaplarını yapan beş kişiyi büyük bir başarı görüntüsü içinde resmeder. 'Rembrandt' olarak tanınan Rembrandt Harmenszoon van Rijn (1606- 1669), Avrupa barok sanatının en büyük ressamı, 17. yüzyılın ve tüm zamanların en önemli Hollandalı resim ustası sayılır. Tarihçilerin 'Hollanda Altın Çağı' adını verdikleri dönemde yaşamıştır. 600 tablo, 300 gravür ve 2 bin desen yaptı, 100 kadar da otoportresi bulunmaktadır.
İNSAN RUHUNUN RESSAMI Eserinin temel karakteristiklerinden biri, aydınlık (ışık) ve karanlığı kullanmasıdır (aydınlık-karanlık tekniği). Bu da, bakışları vurgulu zıtlıklar aracılığıyla üzerine çeker. Bu tekniğini en iyi gösteren tablosu, 1633 tarihli Filozof'tur. Aslında bir hahamın temsil edildiği bu resimde de görüldüğü üzere, Rembrandt'ın paleti çok karanlıktır ve bu açıdan Protestan yetingenliğinin iyi bir temsilcisi olmaktadır. Bazı resim tarihçileri tarafından 'insan ruhunun en büyük ressamı' sayılan Rembrandt'ın otoportreler dizisinin sanat tarihinde bir benzeri yoktur. Kendi fizik gelişimini hiç hile yapmadan izlediği bu eserler, onun gene de bir şeyler sakladığı izlenimini yaratmaktadır. Rembrandt'ın romantizmi, empresyonizmi, ekspresyonizmi, kübizmi öncelediği, onların kökeninde yer aldığı, hatta fotoğraf enstantanelerini, zoom'u ve kadrajı öngördüğü söylenmektedir. Asıl önemlisi, çağımızın en önemli özelliklerinden biri olan çizgi roman da kendini Rembrandt'ın büyüsünden kurtaramamıştır. Örneğin Asterix'in 'Kâhin' macerasında bir kare tamamen Rembrandt'ın Anatomi Dersi'ne yapılan bir göndermedir. Bu zamanları aşan büyük ressamın 400. doğum yıldönümü öncelikle doğum yeri Leiden'de ve Avrupa'nın bütün büyük kentlerinde kutlanıyor. Türkiye ise bu evrensel kutlamayı ıskaladı, umarım 450. yılda da böyle olmaz.
Mehmet ALİ KILIÇBAY
|
|
|
|
|
|
|
|
|