| |
|
|
Kime kulak vermeli?
Geçenlerde, aynı zamanda radyocu olan Cem Arslan ile Fenerbahçe TV için konuştuk. Arslan'ın sorduğu sorulardan biri de şuydu: "Medyanın çok büyüdüğünü, genişlediğini, her türlü fikrin ve yorumun dile getirildiğini söylüyorsunuz. Peki bir izleyici (okur ya da dinleyici) bunca çeşitlilik için kime kulak vermeli? Madem 'ağzı olan konuşuyor', kime güvenelim?" Cem Arslan'a üç aşağı beş yukarı şöyle dedim: "Temel bir fikri olan ve bu fikirden yola çıkarak olup biteni mantıklı ve rasyonel biçimde yorumlayanlara kulak verin." Ardından da aylardır tartışılan bir konudan örnek verdim: " Alex ve Tümer birlikte oynar mı?" Önce 'temel fikri' ortaya koyalım: Amaç bir takımın performansını üst düzeye çıkarmak, güçlü rakiplerle başa baş mücadele etmek. Gelelim ikinci adıma: Rasyonel düşünce kaynakları en ekonomik biçimde kullanmayı emreder. Futbolda bunun karşılığı orta sahanın güçlü olmasıdır. Çünkü güçlü orta saha hem forvete yardım eder, hem de defansa. Buradan çıkan mantıki sonuç: Alex ve Tümer pres yapan, topu kapmaya çalışan, çok koşan futbolcular değil. Hücumda iyiler ama defansta yoklar. O halde güçlü, sağlam takımlara karşı ikisinin birlikte oynaması akıl dışı bir seçenektir. Cem Arslan ile bunları konuştuk. Daha sonra ben F.Bahçe-Antalyaspor karşılaşmasını Ayvalık'ın Cunda adasında, küçük bir kafede izledim. Tümer, ekranın karşısındaki tüm Fenerlilere saç baş yoldurdu. Ancak o çıkıp, Tuncay girdikten sonra rahat bir nefes aldılar. Biraz olsun umutlandılar. Neticede, kötü bir oyunla da olsa F.Bahçe galip geldi. Medya çağında elbette ağzı olan konuşacak. Bunu engellemek mümkün değil. O halde spordan ekonomiye, siyasetten magazine, hayatın her alanında; temel fikirleri olan, bunları rasyonel ve mantıklı biçimde dile getiren ağızlara kulak vermek gerekiyor.
|