|
|
Yazlık insanları
* RUHU YAZLIKLAR: Bu tipler neredeyse hiç tatile gitmezler. Onlar yazlığa giderler. Yazlığın ve yazlıkçılığın tüm gereklerini bir tören edasıyla, harfiyen yerine getirirler. Eşleriyle sahilde yürüyüş yaparlar, çekirdek çitlerler, denize bakarak dondurma yalarlar. Sahile açılır kapanır sandalyeler atıp omuzlarında hırkalarla geceler boyunca sohbetler ederler. Yazın bitmesine bir öğrenciler, bir de onlar çok üzülürler.
* GARSONİYERCİLER: Bu tipler yazlığı yazın değil, kışın kullanmak için severler. Yazın laf olsun diye yazlığı seviyormuş gibi görünseler de, esas kış gelince içleri içlerine sığmaz. Ne zaman kaçak et kesmek için bir hatun düşürseler, önce yemeğe, ardından hoop yazlığa götürürler! Bu tipleri kışın yazlıklarda yanan tek tük ışıklardan tanıyabilirsiniz. Kışın yazlığı ısıtmak için kurdukları elektrikli radyatörleri unutup da hafta sonu çoluk çocukla geldikleri zaman hanımlarına bu durumu izah etmekte biraz zorlansalar da kışın yazlık keyfi yaşamaktan geri durmazlar.
* BELEŞÇİLER: Hayat felsefeleri 'senin yazlığın benim yazlığım'dır. En sevdikleri akrabaları yazlığı olan akrabalarıdır. Akraba yazlığı Çin'de olsa çoluk çocuk toplanıp giderler. Önceden haber de vermeyen beleşçiler, yazlık sahibinin karşısına birden çıkmaktan ayrıca zevk alırlar. İlk gün yanlarında usulen getirdikleri 2 kilo meyve, bir kutu da kuru pastanın karşılığında yazlık sahibinin neyi var neyi yok tüketirler. Silip süpürürler. Silip süpürmeden, ellerini hiçbir işe sürmeden 15-45 gün kalıp, sonra başka bir yazlığa postu sermek üzere basar giderler.
* ANTİ-YAZLIKÇILAR: Aslında yazlık konseptinden nefret ederler. Ama karı ve çocuk zoruyla bir yazlık edinirler. Kışın yaşanan şehirden mümkün mertebe uzak bir yerde o yazlık alınır ki; mesafe bahane edilip hafta içleri gidilmez, hafta sonları ile yırtılır. Hafta içleri yaşanan özgürlük duygusu da cabasıdır. Antiyazlıkçılar bu yönleri ile en fanatik yazlıkçılardır aslında.
* STATÜCÜLER: Hayattaki tek övünç kaynakları yazlıklarıdır. Daha çok küçük esnaf arasında görülürler. Yıllarca çalışarak didinerek satın aldıkları yazlıklarıyla statü atladıklarını düşünür, tanıştıkları her yeni kişiye yazlıklarından bahsederler. Yazlık konseptinin eskidiği fikrini asla kabullenemezler. Kışın da hafta sonları mutlaka yazlıklarına gidip, sahildeki beton yolda ailecek yürüyüş adı altında gövde gösterisi yaparlar.
* MUHTARLAR: Üç ay yaşamakla yazlıklarının olduğu sahil beldesinin kralı olduğunu zannederler. Kendi gibilerle bir araya gelerek beldenin yönetiminin beceriksizliğini sorgularlar, dilekçeler verirler, hatta gerekirse hukuki mücadelelere girişirler. Hayatı kendilerine zindan ederler. Bir de bakarlar ki, yaz bitmiş. Bir dahaki yaz, daha iyi mücadele etmek için sözleşip, güç toplamak için kışın yaşadıkları şehre geri dönüş yaparlar.
|