Geçtiğimiz yıl Reebok'tan kaztüyü bir mont alan tüketicinin yaşadığı sorun da etiketlerin Türkçe olmayışının sonucuydu. Yıkama talimatında 40 derecede hassas yıkanabileceğinin uluslararası işaretini gören tüketici, ürünü buna göre yıkadı. Ancak montun İngilizce, Fransızca ve Almanca dillerindeki kullanım talimatında buna ek olarak, "çamaşır makinesine atarken makinenin içine tenis topları da koyun" deniyordu. Tenis topları, yıkanma esnasında monta çarparak kaz tüylerinin toplanmasını önlüyordu. Ancak yabancı dil bilmeyen tüketici bunu anlamadı ve mont makineden tanınmayacak halde çıktı. Elinde bozulmuş montla mağazaya giden tüketici, bu konuda mağdur olan onlarcasından sadece biriydi. Nedense, Reebok gibi hem tekstil ürünü hem de ayakkabı satan mağazalar sadece ayakkabıya Türkçe etiketi, üstelik de Türkiye'de kendi çabalarıyla koyarken, tekstilde buna gerek duymuyordu. Tekstil, sanayi ürünü kategorisine girmediği için de montlar yıkama sonrası tanınmayacak hale geliyordu. Reebok yetkilileri, geçtiğimiz yıl yaşanan olayın ardından bu yıl yeniden görüştüğümüzde de ithal gelen tekstil ürünlerinde Türkçe etiket konmadığını, sadece ayakkabıların metaryallerini açıklayan Türkçe etiketler yapıldığını söyledi. Yetkililerin tespiti ilginçti: "Kaztüyü mont kullanımında tüketici henüz bilinçlenmedi."