Sopalı medya!
Bir bilmecem var: "Zorbalık" aşağıdakilerden hangisiyle bir araya gelebilir: a) Din b) Medya c) Cemaat d) Altın e) Eğitim f) Siyanür g) İpek h) Maden i) Davetiye j) Gazeteci k) Sansür l) Ticaret m) İhtiras n) Kar o) Halkla ilişkiler p) Sermaye q) Bayrak
Önceki gün, Dikili'de, geleneksel şenlikler kapsamındaki bir panel vesilesiyle, maalesef bunların hemen hepsi bir araya getirildi. Davetiye işinde büyüdükten sonra altın ve maden sektörlerine de giren, sermayesi medyaya da uzanan, çok sayıda gazetecinin patronluğunu yapan, tarih boyunca kar ihtirasının simgesi olan altın madenlerinde mecburen siyanüre sığınan, dini hassasiyetleri yüksek bir cemaat içinde aynı zamanda maddi bir güç olarak temayüz eden ve cemaatin kimi okullarını da üstlenen ipek gibi bir şirketin, halkla ilişkiler müdürü de dahil, bayraklara sarılmış sopalı adamları bir paneli basıp çok sayıda kişiyi dövüp yaraladılar. Ve kimi yerde bu haberlere adeta sansür uygulandı! Gördünüz, değil mi? Nasıl da bir araya geliverdi, onca kendi halinde kelime, zorbalığın şiddetiyle, sopanın zoruyla! Hele o manevi yönü yüksek kavramlar! Hele o medya, gazeteci gibi olanlar!
Bugüne kadar, ama şu nedenle ama bu nedenle, hiçbir medya kuruluşunun kendisi yahut akrabaları, eli sopalı adamlarla "panel, konferans, düşünce ve tartışma ortamı" bastırmamıştı. Tamam, mutlaka herhangi bir şiddeti öven, teşvik eden, hamilik yapan çıkmıştır ama böylesini hatırlamıyorum. Panelin adı, "Siyanür-Altın Çevre Paneli" olsa ve o şirket de tam da altın arama ve pazarlama işlerine girmiş olsa dahi. Bu oldu. Bunun elbette, yukarıdaki tüm kelimelerle, kavramlarla olan ilişkisi sorgulanır. Yani dinle, cemaatle, ticaretle, sermayeyle, bayrakla, eğitimle ve elbet zorbalıkla, şiddetle, sopayla. Ama bizim mesleğe, meslektaşlara, meslek örgütlerine düşen de medya ve gazetecilikle ilişkisini sorgulamaktır. Kendisine, yaptığı işe, işin türüne muhalif olanların bir toplantısını, orada düşünce ifadesini, o özgürlüğü sopalarla basıp engellemeye ve yıldırmaya uğraşanlarla gazetecilik arasında nasıl bir akrabalık olabilir; böyle bir ilişki para ve sermaye zoruyla kurulu olsa dahi! Gazeteciler şiddete ortaklığı, zorbalığın sansürünü kabullenmeyi nasıl sindirebilir. Şirketin aile üyesi bir yöneticisi, Bergama Ovacık altın madenini devraldıklarında şöyle bir demeç vermiş: "Çevreye herhangi bir zarar vermeyeceğiz." Anlaşılan o "çevre" ye; belediye başkanı dahil insanlar, farklı görüştekiler, eleştiriler filan dahil değilmiş! "Sopalı medya" ha! Bunu mutlaka izah edebilmeliler.
|