Bugün 1, yarın 11 Marco!
Türkiye'nin bir tane hedefi var. O da Avrupa'nın bir numarası olmak. İşte bu hedefin ilk maçı Malta'nın son hazırlığını, Avrupa'nın sonuncusu Lüksemburg ile yaptık. UEFA kriterlerine göre 52 ülke arasında 52'inci, yani sonuncu. Elbette Bay Fatih Terim'i eleştirenler diyecekler ki, 'Malta maçının hazırlığı Lüksemburg ile mi olur' Güçlü bir takımla oyna, kendini test et. Rakip seçiminde Bay Terim'in felsefesi doğru. Bakınız; Lüksemburg'u farklı yenmek ve Marco'nun çok iyi oynamasının hiçbir önemi yok. Malta maçının bu provasında şu özel nokta da öne çıktı; 1-Bay Terim kendisini test etti. Zayıf takımların ne zaman nasıl oynayacağını bilemediğiniz için her zaman kaos olur. Terim, ne kadar çok risk alarak hücum oynayabileceğini test etti. 2-Kaptan Rüştü Reçber ve arkadaşları da kendilerini test etti. Ani kontratak yapan bir takıma karşı hücum futbolu oynamanın ne kadar zor olduğunu gördüler. İşte bu felsefe ile Lüksemburg maçını analiz edelim; 1-Savunmayı düşünmeden oynadık. 2-Taktiğimiz 2-4-4'tü. Orta saha maçın kilit rolünü üstlendi. Ama katı defans oynayan Lüksemburg bile 3-4 gol pozisyonu buldu. Dikkat! 3-Kapanan rakibe baskı kuruyorsan, yüksek ortalar yapıyorsan Hakan Şükür mutlaka oynamalı düşüncesi yine gündeme geldi. İlk 45'te özellikle 4 santrforla oynadık bir pozisyon ve bir gol bulabildik. İkinci 45'te yüksek topları Şükür'e atarak oynadık. Gördük ki, o da çözüm değilmiş. Çözüm takım olabilmekmiş. 4-'Marco'nun takıma katkısı nedir' sorusuna çok cevap var. Ben bir tanesini yazayım. Dünya futbolunun en genç starı Nuri Şahin yedek kaldı. MESAJ: TV'deki kapanışlarda çalınan Ulusal Marş'ı bile ayakta dinleyerek büyüyen bu satırların yazarı ilk kez Ulusal Marş'ta ayağa kalkmadı. Bu protestonun nedeni şu: Kendi istediği için değil, Fenerbahçe istediği için Türk vatandaşı olan ve Ulusal Marş'ı söylemesini bile bilmeyen Marco'ya Ulusal forma giydirildi diye!. Korkum şudur; bugün sahada bir Marco var. Yarın ise sahada 11 Marco olacak!
|