| |
|
|
İtalya'yı yenmek!..
İTALYA'YI nasıl yendiğimizi tahmin ediyordum. Maç çerçevesine bakınca yanılmadığımı anladım. 6964 kazanmışız. 39 sayıyı İbo (19) ve Serkan (20) atmış. Nasıl atmış?.. Dışardan üçlüklerle.. Takımın üç uzunu, Fatih (4), Kerem (8) ve Kaya'nın (4) toplam sayıları bunların birine yetişemiyor.. 16!.. Bu ne demek?.. Oyunu, Serkan ve İbo'nun üçlükleri tuttu diye kazandık demek.. 3'lük basketbolün en zor şutudur. Bu yüzden öbür şutlar 2 sayı iken, bu 3 yazar.. Oyun kazanmayı 3'lükler üzerine kuramazsınız. O zaman bir veya iki oyuncunun elinin tutmasına mahkûm olursunuz. Basketbol topu potaya en yakından bırakma oyunudur. En yakından bırakmak için oyun planlamak ve uygulamak gerekir. Bunu yapamazsan, salla uzaktan.. Girerse kazanırsın, girmezse fiyasko.. Türkiye'de oynanan lig tablosu bir ilavesi ile böyle.. Birileri dışardan sallıyor, birileri de tek başlarına oynuyorlar. Bu ikinciler Amerikalılar. Sokak basketbolünden gelmiş hemen hepsi. Sokak basketbolü, teke tek oynanır. Ribauntu alırsın, sürersin, atarsın.. Tek başına.. Takım oyunu unutuldu. Bunu yapan antrenör, koç yok.. Armağan Asena'nın nerdeyse 50 yıl önce Kolej'e oynattığı basketbolün yarısı oynanmıyor, Türkiye'de. Üstelik o zaman 2.10'luk devler falan da yoktu. 1.95 olanlar pivot oynardı ve sayı kralı olurlardı. Topu ona geçirmek için 40 türlü oyun yapılırdı çünkü.. Şimdi hani oyun?. Takım oyunu olmayan Milli takımda sokak basketçisi de yok.. O zaman tek silah, en zor atış, 3'lükler.. İbo ve Serkan'ın bileği tutarsa, benim medyam zafer başlıkları yapıp Tanyeviç'i göklere çıkaracak. Tutmazsa.. Yandı gülüm keten helva..
|