| |
|
|
Ya tribün terörü ve futbolda şiddetle mücadele!..
GALATASARAY, Çek rakibine hem de 3-0 galipken, alçağın, rezilin, hainin, adeta rakip casusunun biri hem de hakem tam kenardayken sahaya bir şişe fırlattı. Birinin başına gelse, Galatasaray yanacak, yeni bir Neuchatel olayı yaşayacaktı. Hakem şişeyi aldı, gözlemciye verdi.. Şimdi UEFA cezayı kesecek. Trabzon'da atılan şey bu defa yan hakemi yere düşürdü. Galatasaray ve Beşiktaş tribünleri başta, küfürler yağdı.. Yani.. Edilen tüm yaldızlı laflara rağmen her şey eski tas eski hamam başladı. Galatasaray maçındaki haini polis yakaladı mı?.. Hakkında gereken işlemi yaptı mı?.. Hayır.. Trabzon polisi?.. Tıssss!.. O zaman polisler maça niye gidiyor, seyre mi, biri bana söylesin.. Bu ülkede tribün terörü polisle önlenir. Bu böyle.. Ama polis seyre gidiyor.. Maçı ve olayları.. Federasyon ve kurullarının etkinlikleri için bir iki hafta daha bekleyeceğiz.. Şimdilik ortada göründükleri yok.. Ne söz, ne eylem.. Yönetmeliklerde yazılan cezalar hemen şimdiden verilmeye başlanmazsa, geçen yıllardaki gibi kâğıtta kalmaya mahkûm olurlar, iş biter.. İki gösterge.. Merdivenlerin mutlak boş olması kuralı 1.. Herkesin yerine oturması 2.. Bunları sağlamak polisin görevi.. Oysa merdivenler ip gibi açık değil. Holigan seyirci ayakta.. Üstelik öbür tribünleri de ayağa kalkmaya davet ediyor. Çünkü oturan seyirci sakindir, şiddete girmez. Ayakta birbirine yapışık zıplayanlar, terör için sinerji yaratırlar. Onun için FIFA tüm tribünleri zorunlu oturmaya çevirdi. Ama Türkiye hâlâ koltukları üzerine çıkıp boy uzatma veya sahaya atma malzemesi olarak kullanıyor. Seyirciyi ayağa kalkmaya zorlayan amigolara engel olan, işlem yapan polis bugüne dek görmedim. Futbolda şiddetle mücadele yönetmelikleri polise büyük yetkiler veriyor. Polis kullanmıyor. Federasyon, kendisini seçen kulüplere ceza vermeyi politik bulmuyor. Amigolar her iki kurumdaki aczi biliyor ve bildiklerini yapıyorlar. Başlangıç tablosu bu.. Ve bu tablo iç açıcı değil!..
|